🛰️ MEDYA HABER

[tv][bsummary]

🎬 SİNEMAGAZİN

[sinemagazin][bsummary]

🎵 MÜZİKALİTE

[müzikalite][bsummary]

💎 MODERNİZE

[modernize][bsummary]

🔬 AKTÜEL

[Bilgisel][bsummary]

🗃️ DOKÜMAN

[Doküman][bsummary]

🚘 LANSMAN

[lansman][bsummary]

🏆 SPOR

[Spor Habercisi][bsummary]

🎤 RÖPORTAJ

[röportaj][twocolumns]

🚨 ALARM

[Alarm][bigposts]

HABERE YORUM KATANLAR BIKTIRDI

Ekranda ''Ana Haber Bülteni'' başlığı altında izlediğimiz kişiler ''Haber Spikeri mi, Sunucu mu, Anchor mı?'' Doğru cevap ''Hiç biri'' olmalı ama hepsi ''Anchor'' olmak peşinde olduğu için spikerlik ve sunuculuk hafif kalıyor kendi açılarından. Yani Anchor, ''Habere Hükmeden Kişiiii'' (aboov) ne kadar büyük bir unvan! Mesai arkadaşlarından ziyade, olağanüstü haber güçleri olan kişi diyebilir miyiz? "Haberi havada kapan adam" desek olur mu? Televizyon sektöründe Türkçe karşılığı olmayan (Enkırmen - Enkırwomen) unvanı nereden çıkmış? Supermen ya da Catwomen gibi bir şey mi acaba? 


Anchor (Enkırmen - Enkırwomen) nedir diyenler için ABD televizyonlarının yaşını başını almış duayen sunucularının ''algıya etki etmek için her habere yorum katma hevesini'' merkez olarak gösterebilirim. Oradaki idollerinin izinden giden ve genellikle de ABD ya da İngiltere'de eğitim almış TRT veya gazetecilik kökenli ekran yüzlerinin Türkiye'ye taşıdığı bir tarz olarak izleyiciyle tanıştırdılar ve narkozlar gibi alıştırdılar. ''Haber sunan kişilere anchorman / anchorwoman vb. isimler yükleyip farklı konumlandırırsanız, yarın bir gün o haberin sahibi benim diyerek başınıza kalkarlar. Bırakın yorum yapmayı ve sadece haberi sunun. İzleyiciler kendi yorumunu kendileri yapabilirler'' 



Halbuki Haber Bülteni, ''Haber Vermek. Yani, olan biteni bize en sade ve net biçimde aktarmaktır.'' Bunun için adına ''Haber Bülteni'' denir. Eğer haberler yalın olarak sunulmuyor ve yorumlanıyorsa, ona bülten değil ''Haber Program'' denir. Türkiye'de, ''Sen beyinsizsin bu haberi anlamazsın, ben ne diyorsam ona inan'' manasında haberlerin yorumu izleyiciye bırakılmayacak kadar proje işidir. Gerçekleri anlatsanız da inanmayan insanlar topluluğu televizyon etkisiyle her yerde karşımıza çıkıyor. Yazımın devamında kendisiyle özel bir toplantımızı da anlatacağım rahmetli Necmettin Erbakan'ın, ''Toplumu narkozladılar'' deyip durduğu konulardan biri de aslında budur. 


Günümüzün haber spikerleri her habere yorum katıyor. Halbuki bize ne senin yorumundan! Sen olanı anlat, izlet, yorumu herkes kendi yapar. Sadece sunumunu yap, sunucu ol. İlle de bir yorum katacak ve ''anchor'' dedirtecekler ya, en sevmediğim haber bülteni biçimi (Böyle bir biçim yok zaten.) ''Anchor'' dedirteceğim diye her şeye yorum yapılırsa, o anca içinde bir ''KOR'' olur, anchor falan olmaz. Habere yorum katınca, o bir haber bülteni değil, haber program formatı olur. Türkiye'de ''Ana Haber Bülteni'' diyerek izleyiciye ''Haber Programı'' yutturuluyor. 


Haberi yorumsuz sunan spiker neredeyse kalmadı. Haberlerin veriliş biçimi çok saçma yerlere gitti. Spiker ilk sunumda haberi yorumluyor, video (vtr) yayına verilince aynı içerik dış sesten (dsf vb.) yeniden yorumlanıyor ve röportajdan ya da muhabirden de aynı sözler bir kez daha söyleniyor ve tekrar stüdyoya dönüşte anchor, dakikalarca izlediğimiz o haberin son yorumunu bir kez daha yapıyor. Yani, aynı şeyi 4 defa bastıra bastıra tekrar ediyorlar. İzleyiciye akılsız muamelesi yapıyorlar bazı akılsız haberciler! 


Bültenler o kadar sıkıcı ki aslında herkes elinde kumandayla bir kaç haber bültenini aynı anda izliyor. Bir kanalda sabit kalmak mümkün değil. Şimdi diyeceksiniz ki ''O halde FOX Haber nasıl birinci oluyor.'' Onu başka bir başlıkta detaylıca anlatmıştım. (Merak edenler reytinglerle ilgili o yazımı okuyabilirler.) Kısaca özetlemek gerekirse kanal ismi fark etmeksizin ''reytingler kesinlikle gerçeği yansıtmıyor.'' 82 Milyonluk Türkiye'nin reytingleri 4 Bin hanedeki reyting cihazıyla belirleniyor. İnanmıyorsanız şöyle düşünün; ''Sizin evde reyting cihazı var mı?'' Tabii ki yok. Demek ki sen ve benim gibi, 4 Bin hanenin dışında cihazı olmayan 82 Milyonluk hanede hangi kanallar izleniyor bilmiyoruz! Kesin olan bir şey var ki 4 Bin adet cihaza sahip olan hanelerin çoğunluğu haberi FOX'tan izliyor. Fakat bu, ''Tüm Türkiye haberi FOX'tan izliyor demek değil.'' 


Mesela ben kesinlikle FOX Haber izlemiyorum. Siyasi parti binası gibi yönetilen haber merkezleri, televizyonculuk adına bana itici geliyor. Her bültende İşkur'un önünden bir röportaj, elde bir fatura ile zam takibi, pazara gidip limon fiyatının kaç olduğunu sormak, samimi olduğu belediye ile ilgili yıkama yağlamayı da yapınca ''Baba Haber Bülteni'' oluyor! Ben gerçek Ana Haber Bülteni sevdiğim için Fatih Portakal'ın bir haber hakkında ne düşündüğü ya da ne yorum yapacağı beni hiiiç ilgilendirmiyor. Benim kendi aklım fikrim var. Araştırmayı da çok severim. Haberin donelerini almak yeterli benim için. Habercinin bana yorumlamasına ihtiyacım yok. Bu yüzden siyasi görüşü ne olursa olsun FOX Haber ve benzeri kanalları tercih etmiyorum. Zaten yukarıda anlattığım gibi, onlar bülten değil, haber program yapıyorlar. 


NECMETTİN ERBAKAN'LA HABERCİLİK TAVSİYESİ ANIMIZ 

Ben haber bülteni tercihimi ''Yalın haber veren, yorum katmayan ve kendi siyasi görüşlerini dayatmayan'' kanallardan yana kullanıyorum. Şimdi anlatacaklarımı ilk defa benden duyacaksınız. Geçmişte kuruluş aşamasındaki televizyon kanalı için Rahmetli Necmettin Erbakan'la 3-5 kişilik bir toplantımızda bizzat söylediği bir söz, günümüz televizyon haberciliğine de örnek olacak şekildeydi. ''Haber bülteninde sürekli bizi göstermeyin. Bize en fazla 3-5 dakikalık yer ayırın ve diğer partilerin söylemlerine de eşit yer verin. Ekranda sürekli biz olursak antipatik olur ve faydadan çok zararı olur. Bülteni mitinge çevirmeyin'' demişti. Ben de kendisiyle hem fikirim ama bu öğütlerini dinleyen ya da uygulayan olmadı o kanalda. Günümüz haber bültenleri de siyaset meydanı gibi bunaltıcı bir havada ilerliyor. Geçmişle günümüz arasına pek fark yok. 


Bu doğrultuda 10 yıl öncesine kadar ana haber bülteni tercihim NTV kanalıydı. O dönemler muhalif duruşlarını ekrana pek yansıtmıyorlardı ve objektif oldukları için tercih ediyordum. Şu anda ise hükumete yakın olmalarına rağmen dengeli yayın yapıyorlar. NTV'de sonradan ekran yüzlerinde çok fazla değişimler başlayınca (aynı kurum olsa da) NTV yerine son 7-8 yıldır Star Ana Haber izliyordum. StarTV'nin enerjisini kaybettiğini hissettiğim için 2020 ile birlikte (Buket Aydın'ın ikinci dönemi) Kanal D Ana Haber'i tercih etmeye başlamıştım. Orada yine bir değişim oldu. 

''Haftasonu haberlerini sunan Gözde Atasoy Kökçü'nün Kanal D Ana Haber'e daha çok yakışacağını'' söylemiştim. ''Doğal imajıyla yıllardır tarafsız ve yorumsuz biçimde sadece haber sunduğu için her kesimin kabullenebileceği biriydi.'' Merve Dinçkol da olabilirdi. Halen de aynı görüşteyim ama tercih edilmediler. Şu anda Kanal D Haber Deniz Bayramoğlu ile toparlandı ve en çok tercih ettiğim bülten oluyor. Ben, haber saatinde tüm kanalları geziyorum ama ATV Ana Haber spikeri Cem Öğretir'in harika bir sunucu olduğunu düşünüyorum. Örnek bir sunum gerçekleştiriyor. 


Program bazında eksiksiz her kanala göz gezdiriyorum ama ''Haber Bülteni'' olarak siyaset imajlı oldukları için, AHaber, FOX, HalkTV, Kanal7, Kanal24, KRT, Tele1, TV5, ÜlkeTV, haber almak için hiç tercih etmediğim kanallar. Show TV agresif haberler yaptığı için bir süreden sonra yoruyor. HaberTürk'ü ise farklı bakış açısı yapmak isterken sansasyonel çıkışlar aradığı için pek tercih etmesem de muhalif bakış açısını görmek için konuya odaklı olarak ara sıra izliyorum. 

Diğer bakış açısı için ATV'ye göz gezdiriyorum ve Cem Öğretir bence en iyi spikerlerden biri. ATV'nin siyasi haberleri azaltmaya başladığı için daha izlenebilir bir şekle bürünmeye çalışması olumlu bir gelişme. Fakat yeni vizyonuyla birlikte bir haberde KPOP tehlikesinden bahsederken, bir gün sonra KPOP'ta liderlik yarışı vs. içerikli çok önemliymiş gibi 5 dakikadan uzun süren övgü haberine yer veriliyor. Bu tezatlık, haber merkezinin bülten öncesi toplantılarında fikir birliği kuramaması anlamına gelir. 


Eğer rastlarsam A Haber'in geçmişe dönük belgesel haberlerini izlerim. Haber saati alternatif olduğu için Beyaz TV'ye çok rastlıyorum ama haber tercihim değil. Aslında iyi spikerler ama CNN Türk ve A Haber'in yüz mimikleri olmayan iki spikeri var, onları da tercih etmiyorum. TV100'de Emre Buga'yı başarılı buluyordum ama pek izleme fırsatım olmuyordu. Aynı kanalın defileye hazırlanır gibi bir imajla maket gibi yapılmış kadın ekran yüzlerini hiç izlemiyorum. Sosyal ağlarda da sürekli reklam verdikleri için hep karşıma çıkmaları fazlasıyla antipatik oldu. TGRT Haber'i ise ajansının olaylara ulaşma konusundaki çabukluğu sebebiyle gün içerisinde sıkça tercih ediyordum ama ''Ana Haber'de anchor imajı zorlama görünüyor'' derken ayrıldı ve bir anda tam zıt görüş bir kanala geçti. 

Acil bir olay olduğu zaman mutlaka Haber Global ve CNN Türk'ü açıyorum. Çünkü olaya yaklaşımları, çabukluk ve ekibin tecrübesi kendini hissettiriyor. Oldukça başarılı buluyorum. TRT Haber kanallarını önemli bir açıklama yapılacağı zaman izliyorum. TRT World ise dünyayı kıskandıran muhteşem yayınlar yapıyor. 

Böyle anlatınca, sanki haber izleme kriterlerim çok detaycı gibi görünse de, aslında çok standart tercihlerim var. Tüm kanallarda, ''İnsanı etkileme sanatı ve beden dili eğitimleri alıp'' sürekli el kol hareketleriyle konuşan spikerler tercihim değil. Boya badanası abartılı maket yüzlü spikerler tercihim değil. Kendi siyasi görüşünü ''haberlerle ikna için kullanan'' bültenler tercihim değil. Haberleri bilirkişi edasıyla yorumlarıyla veren bültenler hiç tercihim değil. Geçmişte yaptığı haberlerin ''yalan'' olduğu ortaya çıkan ve bu huyunu sürekli devam ettiren kanalları asla izlemiyorum. 


HABERCİLER BİR TIK İÇİN SÖZDE FENOMENLERİN VİTRİNİ 

Hani denir ya, ''Yemeyin beni kardeşim, hepimiz biliyoruz kimin ne olduğunu?'' Bizim televizyon camiası teknolojiye hiç hakim olmadığı için pek bilmiyorlar ya da bilmezden geliyor. ''İnternette birileri dikkatlerini çekince zannediyorlar ki, çok ilgi gördü de o yüzden sürekli karşılarına çıkıyor sanıyorlar ve matah bir şeymiş gibi ''fenomen'' diyerek başta magazin programları olmak üzere sürekli saçma sapan insanlara vasıf yükleyerek ekrana çıkarıyorlar. 

Sözde haber siteleri ise baldır bacak görünce zaten herhangi bir haber niteliği taşımasına gerek yok, hemen vitrine koyup bir başlık uyduruyor. Hiç konu bulamasalar ''X kadının, çamaşırsız pozu sosyal medyayı salladı'' demeleri yeterli oluyor. Halbuki habercinin sallayarak gezdiğini dünya alem anlıyor ve aklı başında izleyici / takipçiler bu tür haberleri hiç sallamıyorlar! (Sallamak: Uydurmak yani yanlış anlamayın.) 

Motorların hepsi ''fenomen'' maskesinin arkasına gizleniyor artık. Instagram paylaşımlarında vücut sergilemekten ve kendisine gelen teklif mesajlarını ifşa etmekten başka hiç bir şey yapmayan kızları televizyona davet edip ''fenomen'' diyorlar. Aslında herkes çok iyi biliyor ki bu tiplerin tek hedefi var; ''Bakın! Bana çok teklifler geliyor. Sen de çok para ver, seninle de görüşelim'' diyerek ''piyasa yükseltiyorlar.'' Gerçekten artık bir görmediğimiz pankreasları kaldı, o da yakındır. Görmek istemiyoruz ama ne yazık ki internet algoritması ne yapıp edip bunları karşımıza çıkarıyor. Bu durum habercilerin de ağzını sulandırıyor. Televizyoncular bu tipleri ekrana çıkartarak prim yapmasına katkı sağlıyor. Biliyorsunuz artık ahlaksızlığın adı ''cesur pozlar'' oldu. 


SUNUCU MUSUN HOSTES Mİ? 

Son yıllarda Türkiye'de özellikle kadın sunucuların örnek aldığı Latin Amerikan ülkelerinin gelişmemiş tv kanallarının spikerleri gibi sosyal medyada sürekli kendi pozlarını paylaşmaları ve hatta bu anlamsız pozların daha fazla görünmesini sağlamak için instagrama günlük reklam vermeleri de antipatik oluyor. Şahsi hesaplarında tabii ki özgürler ve bize laf düşmez ama televizyonculuk adına bir teşhis koymazsam olmaz. Habercilik bir ağırlık gerektirir, ortalığı sulandırmayalım. ''Spiker mi? Hostes mi?'' ayrımı yapalım. 

Dikkat ederseniz, sosyal medyada erkek haber ve spor spikerleri genellikle işle ilgili paylaşım yaparken, kadınlar sadece kendi pozlarını paylaşıyorlar. ''Eve iş getirmiyorlar'' diyebilirsiniz ama paylaştıkları saatlerde iş yerindeler. Bu pozlar da iş yeri pozu değil ve bence izleyici çekme yöntemi olarak kullanılmak istendiği çok belli oluyor. Dünya'da da örnekleri var. Latin Amerikan TV Kanallarının ''TV HOST'' diye tanımladığı, Türkçesi ''TV Hostesi'' diyebileceğimiz ucuz bir izleyici çekme yöntemidir bu. Modellikten gelerek çok başarılı olan istisna spikerler de var ama Türkiye'de uzun yıllardır gerçek haberciler ve spikerler yerine ajans kataloglarından modeller haber masasına oturtulduğu için bültenler de defileye döner diye korkuyorum. Tıpkı spor programlarının sirke döndüğü gibi! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düzgün dille ve itham hakaret içermeyen yorumlarınız, editör onayından sonra yayınlanmaktadır. www.fortunaTV.com

📡 TV KANALI KURULUMU



🛒 ALIŞVERİŞ