KANAL İSTANBUL PROJESİ

Milattan önce insanların aklına gelerek, günümüze kadar ulaşan ve halen Dünya'nın çeşitli yerlerinde onlarcası bulunan su kanallarına bir yenisi de İstanbul'da eklenecek. ''Araştırmayı pek sevmeyen bir kitle'' Kanal İstanbul'un tek örnek ve projenin üç günlük bir plandan ibaret olduğunu zannedebilir. 

''Karşıyım'' ya da ''Destekliyorum'' demeden önce, ilki M.Ö. 3. Yüzyıl'da Akdeniz ile Kızıldeniz'i birleştirmek için kazılan kanalın Osmanlı'ya kadar uzanan tarihini ve 1600'lü yıllarda inşası başlayan Dünya'daki çeşitli su kanallarını ve Kanal İstanbul projesini bilmek gerekiyor. Yani ne ilk, ne de son olacak bir kanal projesi. Kanal İstanbul projesinin temeli, ''Sultan Abdülmecid, Sultan Abdülaziz, Sultan II. Abdülhamid ve Sultan V. Mehmed Reşad'' dönemine kadar Osmanlı Devleti'ne dayanıyor. 

DÜNYA'DAKİ SU YOLU KANALLARI 
Korint Kanalı (Yunanistan), 
Süveyş Kanalı (Mısır), 
Panama Kanalı (Panama), 
Kaledonya Kanalı (Birleşik Krallık)
Beyaz Deniz - Baltık Denizi Kanalı (Rusya), 
Khlong Kanalı (Tayland), 
Saimaa Kanalı (Finlandiya-Rusya)
Rhine – Main - Tuna Kanalı (Almanya), 
Erie Kanalı (ABD), 
Mittelland Canal (Almanya), 
Volga-Don Kanalı (Rusya), 
Augustow Kanalı (Polonya-Belarus), 
Kiel Kanalı (Almanya), 
Goeta Kanalı (İsveç), 
Tuna - Karadeniz Kanalı (Romanya), 
Büyük Kanal (Çin), 
Du Midi Fransız Kanalı (Fransa), 
Kanal İstanbul Projesi (Türkiye). 

Uzun listede görüleceği üzere, Dünya'da onlarca suyolu kanalı var. Bugüne kadar hiç birinin çevreye zararı, deprem tetiklemesi, balıkçılığa etkisi yok, tedirgin olunacak hiç bir şey olmadığı gibi bölgelerine büyük fayda sağlamaya devam ediyorlar. Sen de, belgesel programlarda izlerken ''Adamlar yapıyor ağğbii'' diyerek öve öve bitiremedin ama şimdi ''Kanal İstanbul'un hepsine tetikleyici etkisi olacağı'' konuşuluyor. 

Demek ki o kadar büyük bir iş yapılacak ki tetikleyici etkisi hemen başladı! Bir etkisi olacağı kesin ama o etki Türkiye'ye pozitif yönde olacağı için bazıları tetikleniyor! Gelinen noktaya bakılacak olursa ''tetiklenenler'' hemen projeye saldırmaya başladı. Arkasında hiç bir tatminkar delili olmadan vatandaşa ''korku ve tedirginlik salarak'' böylesine önemli bir projeyi baltalamaya çalışmak akıl alır gibi değil. (Benim aklım aldı.) 

Bir kaç yıl önce duayen profesörler, hocaların hocaları vs. vs. ''Hiç bir sakınca yok'' diye desteklerken, şimdi bir anda çıkıp ''Sakınca var'' diyebiliyorsa ben son açıklamaya itibar etmem. Bilimden bahsedeceksek, yanar döner cevaplar vermeyelim öyle değil mi? Karşı fikriniz varsa, elde ikna edecek bir kaç done olmalı. Kanal İstanbul'un zerre kadar zararı olduğunu ispatlayacak hiç bir bilimsel delil yok. Oradan tutturamayınca, bu sefer de ''Boğazlar Anlaşması delinmek için yapılıyor'' demeye başlayanlar oldu. 

Farz edelim ki onun için yapılıyor, kaçak mı, gizli mi, saklı mı, kanunen engel mi var, isterse siyasi hamle olsun, her ülkenin yaptığı gibi açık seçik bir su kanalı yapılıyor işte! Sen bundan neden rahatsızsın? Eğer sen rahatsızsan, ben de senden rahatsızım bir Türk vatandaşı olarak! Ne çevre hassasiyeti, ne de başka bir uydurma sebep değil, tek dert, ''Türkiye bunu yapmasın'' o kadar. Yandaşa mı, candaşa mı yaptırır beni hiç ilgilendirmiyor. Sanki sen olsan ihaleyi bana vereceksin! Bize ne kardeşim. İhaleye girecek olan 3-5 firma düşünsün o işleri. Ağza boş laf vermekten başka bir şey değil bu. Vatandaş bu işlere bakmaz. İş bitince bakar, güzel mi güzel! Gerisini pek kimse merak etmiyor emin olun! 

Siyasi başlıklar koyup, kulpunu uydurarak anca üç beş kişiyi inandırırsınız. ''Kanal İstanbul ve Siyaset'' demişken belirteyim, vatandaş ona bakmıyor. Araziye, senden benden önce gider, o araziden yerini de alır. Sen eleştirdikçe, laf ona da gider. İstediğin kadar, ''ABD yaptırıyor / Arap bölgesi kuruluyor'' diye başka bir şeyler de uydur. O da tutmadı, tutmaaaz! Çünkü, ikna edecek hiç bir elle tutulur done yok. ''Kanal İstanbul, devlete millete hayırlı olsun'' deyiverin de bir ucundan siz tutun. Hep beraber alkışlayalım.