Televizyonları ve formatları, yapımcısı, sunucusu veya ekibinin arkadaşım tanıdığım olup olmamasına bakmaksızın eleştiriyorum. Zaman zaman küsen darılan mesafe koyan oluyor ama hiç ayırmadan yapıcı eleştirilerime devam ediyorum. Bu bağlamda RTÜK başta olma üzere, televizyonlarda program yapan herkesin dikkatle okuduğu yazımızı daha da detaylandırıyoruz. Eleştiriyoruz ama peki biz yapmadık mı bu tür program? Haberin fotoğrafında ve alttaki videoda göreceğiniz üzere, Hollanda, ABD ve İngiltere'de yayınlanan Survivor'ın çiftli versiyonunun çekimlerini Antalya'da yapmıştık.
Hatırlarsanız, (16 Ağustos 2018) Songül Karlı; ''FOX'ta programım reytinglerde 89. olunca, evlenmen lazım yoksa programın gidişatı kötü dediler, ben de reyting için evlendim. Daha bilmediğiniz neler var" dedi. Bugünlerde internette yayınlanan çöpçatan programının kadın adaylarından biri; ''Evet başkasıyla bir mesajlaşmamız oldu. Fakat buraya geldiğimizde bize direk olarak Yemekte X adayla sevgili olacaksınız denmedi, önce tanıma yoluna girdi" diye her şeyin kurgu olduğunu ağzından kaçırdı. Eski programlardaki adaylar da çeşitli ifşalarla gerçeği ortaya çıkarıyor. Yani bizim yazımızı ispatlarcasına evlilik adı altındaki çöpçatan programlarında aslında neler olup bittiğini ifşa etmiş oldular.
''Biri Bizi Gerzek'' sanıyor diye başlayan televizyonda evlilik programlarını anlamak için, öncelikle bu tür formatların temeline inmek gerekir. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için, Türkiye'deki formatlar gerçekten evlilik programı mı? Sorusuna cevap veriyoruz. Evlilik programı nedir? Çöpçatan programı nedir? Dünyada akşam saatlerinde yayınlanan ''dating'' benzer kategorileri nelerdir?
Evlilik programı: Sözlü nişanlı çiftleri evlendirmeyi amaçlayan programa denir! Evlenecek çiftler birbirini önceden tanır ve paravan arkasında olmazlar. Çöpçatan: Amacı ne olursa olsun, tanıştırma buluşturma yapan programlara denir! Paravanın arkasındaki gizli adaylar birbirlerine talip olurlar.
Türkiye televizyonlarında yıllarca çöpçatan programları denendi. Kast ajanslardan toplanan adaylar süper minileri giydi, kamera açılarıyla görsel şölene çevrildi. Akşam yemeği saatimizde etler vitrine koyuldu. Kısacası ülkemizin aile yapısına ters gelebilecek her şey bu tür programlar vasıtasıyla ambalajlanarak evlerimize sokuldu. Ahlaksızlığın adı ''Şaka'', birilerine kadın erkekayarlamanın adı da ''Çöpçatanlık'' oldu. Bu isimlerle ambalajlanınca daha kabul edilebilir hale gelmesi sağlandı.
Bu programlarda, gençler buluşturuldu, gezdiler tozdular, sevgili de oldular ama gönül eğlendirmeden ileri gidemediler. Formatta evlenmek gibi bir plan da yoktu zaten. RTÜK ve yapımcılara binlerce tepki yağmasına rağmen uzun yıllar rezalet devam etti. Dünyadaki benzer (dating) örnekleri bizdekilerden çok daha uç nokta işlere girdiği için onlar e.otik kuşağında devamını getirdi. Fakat ülkemizin hassasiyetleri formatların bu şekilde devam edemeyeceği gerçeğini geç de olsa yapımcılara gösterdi. Geçmişteki programlar kendiliğinden yayından kalktı ama topluma salgıladığı dejenerasyon damarlara enjekte oldu.
Artık ekranlarda yer bulamayınca, şimdi de internetten kurgulu programa devam ediyorlar. Kimin kiminle olacağı en baştan belli olan çöpçatan programında ''internette özgürüz'' diye uç noktalara doğru gidileceğini zamanla göreceksiniz. Stüdyo kapısından girip, yataktan çıkacaklarını kestirmek çok da zor değil. Dizginleyen ufacık bir zincir var. O zinciri bir koparabilseler her gün çarşafları değiştirecekler. Bu haliyle de vitrin sıkıntısı hiç çekmiyorlar. Bedava tanıtımlarını yapan bir sürü haber sitesi var. Sözde adayların frikikli fotolarını kullanabilmek adına her gün haber sitelerinde yer verdikleri için, döndük dolaştık yine aynı noktaya geldik. Ekranda yapamadıkları dejenerasyonu internetten yayıyorlar.
Ben ''dejenerasyon çalışmaları yapılıyor'' deyince, belki bizi farklı anlıyorsunuz. Ne hale geldiğini kendimden bir örnekle anlatayım. Geçen yıllarda gittiğim memleketim Antalya'da bindiğim taksinin şoförü ne iş yaptığımı sordu. ''Televizyoncuyum'' dedim. Bana cevabı; ''Meslektaş sayılırız ben de televizyondayım. Herkes tanır beni'' dedi. Yüzüne bir baktım ''Evet gerçekten ben bile tanıdım adamı''. Evlilik programı adaylarından biri işte! Her şey tamam da kendilerini televizyoncu olarak görmelerine ne diyelim artık?'' Basit bir yarışma programına katıldı diye ''kendini şöhret'' zanneden bir sürü genci ekranlarda görüyoruz.
Çok büyük bir iş yapılıyormuş gibi, tüm magazinciler, internet siteleri, programın yayıncısı olmayan diğer tv kanalları hep birlikte bu gençlerin haberlerini yapıp ''ünlü yıldız'' kalıbına sokmaya çalışıyorlar. Bazılarının e.kort olduğu ortaya çıkan sözde adaylara hemen ''Manken, Oyuncu, Şarkıcı'' diye başlık atılıyor. Aslında hiç bir vasıfları olmadığını haberciler de biliyor ama tek amaçları, ''cazibeli kızların fotolarıyla tıklama almak.'' Bu gençler de, ''ekrandayım, tanınıyorum, o halde bu sektörden para kazanırım'' hayaliyle yanıp tutuşmaya başlıyor. Masum hayalleri olanlar hiç bir sonuca varamazken, e.kort olanlar piyasa yapıyorlar.
Ekranda göründü diye ''Ben artık bir şeyler oldum'' havasına kapılarak neredeyse tamamı hüsranla biten ve hatta onunla kalmayıp intiharla sonuçlanan bir sürü olaya şahit oluyoruz. Olanların hepsi, ekranlar vasıtasıyla ülkemize uygulanmak istenen dejenerasyonun üründür. Her an bir intihar, bir ölüm, bir dayak, bir uyuşturucu haberinde tanıdık yüzlere rastlayabiliriz, rastlıyoruz da! Bunun ardı arkası da kesilmeyecek. Dejenerasyonu engellemek için sadece bizim değil diğer tüm televizyoncuların da hassasiyet göstermesi gerektiğini düşünüyorum.
Yeni neslin televizyon algısı masumiyetin dışına çıkmış durumda. ''İzdivaç, nasip, kısmet'' falan diyerek işi masum göstermeye çalışsanız da, Türkiye'de evlilik adı altındaki tv şovlarının çıkış noktası Dünyadaki dating (çöpçatan) programlarıdır. Türkçesi: ''Sevgili bulma, partner ayarlama programı.'' Ortak özellik olarak çıplaklık, yatak, havuz, öpüşme vb. sonuçla biter. Sansasyondan beslenir. Az sayıda kişi olsa da; ''Kadını obje olarak kullanmak, çıplaklık, yatak ve havuzun ne gibi bir zararı olabilir ki?'' diyenler de var. Size, ''Ekranlarda bu tür yapımlar çoğaldıkça, sapıklar, tecavüzcüler de aynı oranda artıyor'' diye cevap verebilirim. Sonra diyorsunuz ki; ''Bu kadar sapık nereden türedi, eskiden bu kadar değildi'' diyerek dert yanarsınız.
''Televizyon, toplumun aynasıdır'', bizimkilerin de masum başlayıp, ahlaksızca biten bir son bulmasına ''yapımcı ve izleyiciler'' bir olup engel olmalıyız. Dejenerasyonun önüne ancak böyle geçilebilir. Desti İzdivaç'tan Desti Kıran'a dönüşmesin programlar! Sonra su testisi su yolunda kırılınca hepimiz üzülüyoruz. Geçmişte bu tür programlarda boy gösteren, sözde adayların fuhuş operasyonlarıyla gündeme gelmeleri de bizim bu yazımızı ispatlıyor. Zaten seçilen adayların profili özellikle böyle seçiliyor.
Televizyon bizi değil, biz televizyonu kullanmalıyız. ''Evlilik programı izliyorum'' diyerek bu oyuna ortak olmayın. (Bu yazıyı ilk yazdığımda demiştim ki) Bir kast ajans sahibi arkadaşım sosyal ağlarda yayınladığı ilanda; ''Bir TV kanalındaki evlilik programı için başörtülü bayan adaylar arıyoruz'' diyordu. Yani durum vahim ve mutlaka el atılması gereken bir hal aldı (Sonunda el atıldı).
Kesinlikle, ''Programlar kaldırılsın'' demiyorum. ''Formatlarına el atılsın'' diyorum. RTÜK'ün bu tür programlara ''Dating - Çöpçatan'' kategorisi vermesi gerektiğini, ''Evlilik, izdivaç vb.'' isimlerin kullanılmaması gerektiğini ve içerikleri eğer şimdiki gibi devam edecekse yayın saatlerinin de uygun olmadığını söylemeliyim. Bu tür programlar gece yayınlanmalıdır. Gece kuşağında ne yaparlarsa yapsınlar ama gündüz bu işler olmaz. Eğer ilk yıllardaki gibi yaşlıların, ayrılık yaşamış kişilerin katılacağı ve insana odaklı hayat hikayelerini de yansıtacak bir formatla yayınlanacaksa işte o zaman ülkemiz için kabul edilebilir hale gelecektir.
EVLİLİK PROGRAMLARINDA NELER OLDU DA YASAKLANDI
İlk olarak Esra Erol Desti İzdivaç adı altında ''Çöpçatan (dating)'' formatına başladı. Dest-i İzdivaç ismi bizi yansıtıyor olsa da içeriği televizyon dilinde yine ''Çöpçatan / Dating'' oluyor bu programların. Desti İzdivaç adaylarının büyük bölümünün yaşlı ve boşanmış olması bu program formatının ülkemizde uygulanabilecek enuygun haliydi. Benceo şekilde devam etmeliydi. Fakat programın kanal değişimi reyting ihtiyacını doğurunca bir anda ambalaj değişti. 18 yaşında kızlar tam makyaj, tam dekolte en ön sıralara oturtulup ''Evlenmek istiyorum'' diyerek programa dahil edildi.
Türkiye'deki ünlü sunucular bile haftanın 5 günü ekrana çıkacak bir televizyon kanalı bulamazken, evlilik programlarının adayları her gün ekranlarda boy göstermeye başladı. Şöhret olma hayaliyle ısrarla programlara devam ettiler. Sosyal medyada gruplar kurup binlerce takipçi edindiler. Bunu ekranda da kasıla kasıla dile getirdiler. Programda varlıklarını belli etmek için sosyal ağlarda mesajlaştıkları talipler de edindiler. ''Gel bana talip ol'' deyip, sonra da ''Cevabım olumsuz'' diyerek postaladılar. Çünkü evlenmedikleri sürece ekranda kalacaklarını biliyorlar ama vitrinde olabilmek için paravanın olduğu sahneye de ara sıra çıkmaları gerekiyor. Yoksa dikkat çekemezler.
Bir de yorum yapanlar var. O adaylar da ekranda fazladan görünmek için her konuda fikir belirtiyorlar.Ekrana çıkarak tanınmak çok hoşlarına gidiyor. Adayların hepsi sosyal ağlarda takipçi kapma derdinde. Paralı biri çıkarsa bir çaya gidiliyor ama adam çulsuzsa bin km. yol gelse de paravan bile açılmıyor. ''Loca'' demelerine çok güldüğüm ''vip tribün'' ücretsiz ama adaylar özel seçiliyor. O ''özel'' adaylar, sahneye çıkanları locadan seyrediyorlar. İstedikleri gibi hakaret, ön yargı ve şüphe serbest locada. Passolig geçmiyor ve herkesi de almıyorlar oraya. Kombine bilet yeterli değil, ya yüzünüz tanınacak, ya para çok olacak ya da kafada 1-2 tel eksik olacak ki programın figürasyonu tamamlansın. Yoksa ''Yerimiz dolu, başka zaman deyip gönderilirsin. Locada yer bulursan, maaş alma şansın da yüksek.
Bir de, ilk geldiklerinde ''çalışmıyorum'' diyen ''20'lik'' genç adayların bir anda, ''mankenim, oyuncuyum'' demeye başlaması var. Ekran grafiklerine de öyle yansıtılıyor. Sunuculardan daha ağır makyaj, daha çok dekolte vetam frikik. Adaylara çeşitli destekler veriliyor. Yoksa aylardır her gün başka bir kıyafet nasıl giyilebilir ki? (Haftanın 7 günü program sunduğum yıllarda bile sponsorlarım bana 5 kıyafet veriyordu ve 2 tanesini dönüşümlü giymem gerekiyordu. Yani Türkiye'nin en tanınmış markaları banabunlar kadar çok kıyafet sağlayamıyordu.) O kadar kıyafeti kim ayarlıyor? Eğer bunlar evlenmek için gelen masum adaylarsa, televizyonun imaj maker ya da kostümcüsüne ihtiyaç mı var? Zaten makyözler abartılı sahne makyajıyla çıkarıyor adayları,kostüme ne gerek! Kazayla evlenip giden aday, 1 gece sonra makyajsız görülünce boşanma sebebi olmasın sakın. Ne olacak bunların hali?
Evlenmekten
ziyade, gösteri yapmaya geldiği her halinden belli olan kafadan rahatsız
bazı tiplerin reyting uğruna ön plana çıkarılmaları ve adam diye sürekli
yorum yaptırılması da son derece rahatsız edici. (Çok düzgün üsluplu bir aday da, benimle aynı şekilde sunucuyueleştirince apar topar programdan atılmıştı. Bir de locadakiler ayakta alkışlamıştı bu rezaleti). Bildiğin pembe dizi oldu bunlar. Halbuki bu tür programlarda adayların yaşamlarına dair drama yönelseler çok daha fazla reyting alırlar. Geçmişte örneklerini hepimiz izledik.
SONGÜL KARLI: FOX'TA REYTİNG İÇİN EVLENDİM
16 Ağustos 2018 BeyazTV'ye konuk olan Songül Karlı, bizim yazımızı ispatlarcasına evlilik adı altındaki programlarda neler olup bittiğini kendinden örnek vererek anlattı. ''FOX'ta programım reytinglerde 89. olunca, evlenmen lazım yoksa programın gidişatı kötü dediler, ben de reyting için evlendim. Daha bilmediğiniz neler var" dedi. Songül Karlı'nın diğer kanallardaki evlilik programlarını; ''Reyting için konukları kullanıp atıyorlar'' diye eleştirirken, o programlarda yüzü biraz tanınan her adayı kendi programına ''transfer ederek göze çarptırması'' da bizden kaçmıyor tabii ki. Yani hepiniz aynısınız.
tv8, bence sunucu konusunda yanlış tercih yaptı. Songül Karlı ve Uğur Aslan son derece ciddiyetsiz program sunuyorlar. Şimdi her biri başka kanaldalar ama umursamaz tavırları, konuklarla dalga geçme huyları değişmedi. Hatta programda konukların konuştuklarını da tam olarak dinlemeden pat diye lafın ortasında alakasız bir yorum yapıp kesip atmaları hiç hoş değil. Eğlenceli bir program yapılmak istenmesini anlarız da evlilik ciddi bir iş ve daha ''düzenli'' bir formatla yapılmalı.
Seda Sayan da diğer tüm sunucularla aynı tavırda. Zuhal Topal'ın programı da, kimseyi evlendiremeyip, yeni talipler de bulamayınca tam bir kast ajansa döndü. Evlilik programlarıyla ilgili bu kadar uzun yazı yazmışken, Hande Ataizi'nin bugüne kadar en kaliteli ve en samimi sunumu yaptığını hatırlatmak isterim. ''Hande Ataizi de evlilik programıyla tekrar ekranlara çıkmak için hazırmış'' demiştim, artık o da başladı.
ZUHAL TOPAL KOMPLO OLAYI
Çok tepki alan Zuhal Topal konusuna da gelelim. Programda adaylardan biri ülke gündemiyle ilgili bir şeyleri protesto etmek amacıyla hararetli bir konuşma yapmak istedi. Adayın (amacı iyi ya da kötü her ne olursa olsun) sözünün kesilip konuşmasına müsaade edilmemesine kesinlikle katılıyorum.Eğer televizyon programlarında Beyaz'ın bir anlık hatası ve Okan Bayülgen'in protestocuya destek vermesi olaylarındaki gibi süreç devam ederse, her önüne gelen ekranda protestolar yapmaya çalışır. Bu açıdan Zuhal Topal bence doğru yaptı. Fakat Zuhal'in olayındaki aday, şehitlerimizle ilgili milli duygularından dolayı böyle bir denemede bulunduğu için durumun samimiyetle atlatılması gerekiyordu. Peki Zuhal Topal ne yaptı? Roman adayı sahneye alıp göbek attırdı. Herkes alkış tuttu. Yahu şehitlerimizden bahsedilen bir olayda göbek atmak da nereden çıktı? Bu konuda, Zuhal Topal çok büyük bir hiddetle 1 gün sonraki programında VTR destekli savunmasını yaptı. Olay anında gaf olduğunu düşündüğüm programın ardından Zuhal'in bu derece sert bir üslupla savunma yapması neredeyse fikrimi negatif yönde değiştirmeme sebep oluyordu. Neyse ki her iki programı da çok dikkatli izlemiştim ve olayın olduğu gün baş suçlunun programın yönetmeninin olması gerektiğini düşünmüştüm. Çünkü sunucular acil durumlarda bazı şeyleri toparlayamayabilir ama yönetmen ve ekibinin de toplu halde olayı yanlış anlayıp davul zurnaya çevirmesi büyük bir hataydı. Kasıt yoktur ama kesinlikle hata vardır. Bu olayın ardından (31.03.2016) ''Zuhal Topal'ın programında rüzgar yapan adamın, Seda Sayan'ın teşvikiyle programı baltalamak üzere para karşılığı tutulduğu'' iddiaları yayıldı. Hatta bunu kanıtlamak üzere video da internete ve ajanslara düştü. Artık konu mahkemede çözülecek. Çözülürse ben de burada sonuca yer vereceğim.(01.06.2016) Zuhal Topal'ın programındaki Ahmet bir video ile bomba gibi açıklamalarda bulundu. Programda her şeyin senaryo olduğunu iddia etti. Ardından Esra Erol'un programındaki adaylardan birinin, her şeyin kurmaca olduğunu ve herkesin rol yaptığını itiraf etmesi, bizi bir kez daha haklı çıkardı. Yani, artık her şey, çorba oldu. SONY CHANNEL TÜRKİYE, ÇÖPÇATAN BAYRAĞINI DEVRALDI Yazımın sonunda göreceğiniz gibi biz uyarmıştık ve çok kısa sürede Sony Channel bayrağı indirmek zorunda kaldı. İŞTE UYARDIĞIMIZ YAZI: Tüm kanallar, evlilik maskesi altında çöpçatanlık yapan programları kaldırdı. KHK ile devlet yaptırımı da yapımcıları buna zorladı. Fakat, Zuhal Topal'ın sunduğu programın tüm konseptini Sony Channel Türkiye ekranına taşıyan yapımcılar, sadece sunucuyu değiştirdi. Zuhal'in yerine Hande Ataizi sunuyor programı. İçerik olarak aynı tas, aynı hamam. Peki bu nasıl oluyor? diye soracak olursanız, muhtemelen Sony Channel'ın yabancı marka olmasından faydalanılıyor. Markası yabancı olsa da Türkiye'den yayın yapan bir kanalın, ''Türkiye'nin kanun ve kurallarına tabii olduğunu'' yapımcı ve yöneticilere hatırlatmak isterim. Benden söylemesi!
DÜNYADA DATING ÇÖPÇATAN FORMATLARI Geçmişi 70'li yıllara dayanan ve dünyanın çeşitli ülkelerinde yayınlanan çöpçatan formatlarının örneklerini görüyorsunuz.
Geçmişte Mehmet Ali Erbil'in sunduğu en net çöpçatan programı Açıl Susam Açıl ve Aşka Davet. Ece Erken'in sunduğu program ve Ebru Sulukahya'nın sunduğu Aşk Böcüğü formatları.
Yemeğe çıkmak üzerine kurgulanmış formatlar da var,
Erkekleri buluşturanı da var.
Milyarder iş adamının onlarca kadın aday arasından kendine eş seçtiği formatlar da var.
Çocukları da buluşturan formatlar var. Onlar da masum olduklarını düşünüyorlar!
İlişkileri kötü gidenleri, yeniden barıştırmak adına bikini, yaprak ve hatta tamamen çıplak olarak vahşi doğa ortamına salınmış çiftler de var. ''Beğenmeyen izlemesin'' demekle olmuyor. (Bulabildiğim en giyinik halleri bu)
Çöpçatan formatlı yabancı programlarda, yemeğe ve gezmeye çıkılıyor (Buna çıkmak, flört etmek denir), genellikle paravan kullanılıyor, 3 aday oluyor ve seçici üçün birini alıyor! Bizde de yemek var, el ele gezmek var, paravan var ve 3 aday yerine 33 çeşit loca adayı var. Aslında fotoğraflar her şeyi anlatıyor.
Türkiye'de evlilik formatı diye yutturulmaya çalışılan programların verdiği görüntüler yabancılarla aynı. ABD ve Alman kanallarında, ''Barıştırma'' adı altında yayınlanan formatlarda da, boşanmış çiftler ya da ayrılmış sevgililer canlı yayında barıştırılıyor. Bizde de bu tür programlar başladı.
BARIŞTIRMA PROGRAMLARI Yabancı ülkelerde uzun süredir 'Barıştırma' adı altında formatlar yayınlanıyor. Çoğulukla kurmaca hikayelerle stüdyoda kavga dövüş yapılan, masa sandalyenin konuştuğu ve işin karakolda bittiği programlar bunlar. İşe evliliği karıştırmadıkları sürece ''reality show'' olarak ülkemizde kabul edilebilir gördüğüm tür formatlar. Yeter ki evlilik meselesine dönülmesin.
EVLİLİK PROGRAMI MI, ÇÖPÇATAN MI? KHK ile çöpçatan evlilik programları yasaklandı. Özetle, o maddeye göre; "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, arkadaş bulma amacıyla kişilerin tanıştırıldığı ve/veya buluşturulduğu türden programlara yer verilemez'' deniyor. Özellikle 800'lü hatlar üzerinden tanıştırma, buluşturma tipi mobil hizmetlere yönelik tüm tanıtım ve programların yasaklandığı açıklandı. Fakat 2 gün sonra RTÜK evlilik programlarının yasaklanmadığını ve yaptırımlar uygulanacağını ve sadece tanıştırma buluşturma programları ile bu tür hizmetlerinin yasaklandığını duyurdu. (Bizim ısrarla ''KHK ile bu programlar kalktı'' dememize rağmen, okuduğunu anlamaktan aciz medya siteleri ''Kalkmadı'' iddiasında bulunarak başlık atmışlardı.) Zaman bizi yine haklı çıkarttı ve bu tür programlar KALKTI!
ÇÖPÇATANLIKLA EVLENDİRMEK SERBEST Sonuç olarak, 800'lü hat üzerinden isterseniz satış pazarlama yapın ama ''Amacımız evlendirmek'' dendiği anda yasak kapsamına girmiyor. ''Bunu nereden çıkarttın?'' diyecek olursanız, RTÜK'ten kurumsal ve resmi açıklama değil, üyelerden biri çıkıp diyor ki; ''Biz karşıyız ama bu karar bize sorularak verilmedi. Evlendirme programlarına yasak yok, tanıştırma buluşturma yasak!'' diyor.
RTÜK yetkilileri program formatları ve kategorileri konusunda ne kadar uzman?Evlilik adı altındaki programlar, amaç olarak evlendirmeyi gösteriyor olsa da bunların hepsinin formatı tanıştırma buluşturma / yani çöpçatan olmuyor mu? Eğer olmuyor da siz bunları ''evlilik kategorisinde'' görüyorsanız, o zaman KHK boşuna yasak getirdi. Bugünden itibaren ara beni boya beni hatları ''biz de evlendiriyoruz'' diyerek rahatça işini görebilir! Televizyonculuktan ne kadar anlıyorsunuz çözemedim ama Türkiye'de ''evlilik'' tabelası altında olsa da, Dünyada DATING / çöpçatan kategorisinde akşam saatinde yayınlanan bir program türü bu! Madem devam ediyor, o halde gece kuşağına alınsın.
Türkiye'nin İLK DİJİTAL TV ᴴᴰ KANALI 1993+ ◉fortunaTVcom medya haberleriyle 32 yıldır televizyonculuğun ilham kaynağı. Medya çalışanları, yeni kurulan tv kanallarını ilk kez ve en doğrusuyla bizden duyuyor. İçeriklerimiz ''TV, Sanat, Magazin ve Spor'da'' alıntısız ve nitelikli. Bir tık fazlası için yanıltıcı haber başlıkları yok. Foto galeriyle kadınları obje olarak kullanmıyor, sırları açığa vurmuyor ve arkadan konuşmadan samimiyetle yazıyoruz. Yapıcı eleştirilerimizde haber dili değil, tv dergisi formatında serbest yazı stili kullanırız. ◉''Ben Senin Bildiğin Kanallardan Değilim''
►fortunaTV™ ✬ FTV TÜRK ᴴᴰ 1993™ Türkiye'nin İlk Uluslararası Dijital TV Kanalıᴴᴰ Ben Senin Bildiğin Kanallardan Değilim ✬✬✬TELEVİZYON HABERCİSİ✬✬✬ ◉Yönetim Yeri: Mecidiyeköy İSTANBUL ⓦİZLEYİCİ WHATSAPP MESAJ:05315076477 ✆YÖNETİM MEDYA:05325248726 ✉BÜLTEN:ftvturk@gmail.com
Evlilik adı altındaki çöpçatan programlarını en çok RTÜK seviyor
YanıtlaSilSayın FTV İzleyicisi: RTÜK artık çöpçatan şovlarına izin vermiyor.
Sil