📺 MEDYA HABER

[tv][bsummary]

🎬 FİLMOGRAFİ

[Filmografi][bsummary]

⭐ MAGAZİN

[magazin][bsummary]

💎 MODERNİZE

[modernize][bsummary]

🎵 MÜZİKALİTE

[müzikalite][bsummary]

🏆 SPOR

[Spor][bsummary]

⏳ AKTÜEL

[Bilgisel][bsummary]

🎤 RÖPORTAJ

[röportaj][twocolumns]

⚙️ TEKNOLOJİ

[teknoloji][bsummary]

⚠️ ALARM

[Alarm][bigposts]

TELEVİZYONCULUKTA TRT KÜLTÜRÜNÜN ÖNEMİ

Halit Kıvanç, Orhan Boran, Cenk Koray, Sezen Cumhur Önal, Erkan Yolaç, Korhan Abay, Çiğdem Tunç, Mehmet Ali Erbil, Zafer Kiraz, Mesut Mertcan, Zafer Celasun, Uğur Dündar, Ali Kırca, Reha Muhtar, Mehmet Ali Birand ve daha bir çok ismi duyduğumuz anda TRT akla gelir. TRT'nin hepimizin yaşamında bir yeri vardır. Bizim, televizyon sektörümüzde ''TRT Kültürü'' diye bir söz vardır. Bu kültürü alan televizyoncular kendini hemen belli ederler. Öncelikle düzgün bir diksiyon, disiplinli çalışma, araştırmacılık ve sistemli çalışmasıyla TRT Kültürü hemen hissedilir. 


Benim bu mesleği seçmemde en önemli etken şüphesiz adaşlarım TRT spikerleri Zafer Celasun ve Zafer Kiraz'dır. Hatırlarsınız, eskiden konserler ve tüm etkinlikler (Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü) şehir stadyumları ve kapalı spor salonlarında yapılırdı. Ben de doğup büyüdüğüm Antalya'da G.S.İ.M. Şube Müdürü babam ve annem sebebiyle stadyumlarda, spor salonlarında en güzel günlerimi geçirdim. Söz yerindeyse GSİM personelinin elinde büyüdüğüm için konserlerde ve maçların devre aralarında elime bir mikrofon tutuşturup küçük anonsları bana yaptırırlardı. Binlerce kişi önünde o anonsları nasıl yapmışım hayret ediyorum ama küçük bir çocukken mikrofonla tanışmam bu şekilde olmuştu. 

Elde mikrofon gören herkes o dönem TRT'nin en popüler spikeri olan adaşım Zafer Celasun ve sonrasında Zafer Kiraz'ı her seferinde hatırlatırlardı. ''Büyüyünce spiker Zafer gibi olacaksın'' derlerdi. Benim de gözüm korkardı açıkçası. O dönemde televizyona çıkmak çok büyük işti. 

Aradan yıllar geçmişti ve tarih 1992'yi gösterdiğinde Kıbrıs Rum Kesimi'nin radyo-tv yayınlarını Antalya'dan takip edebilir olmuştuk. İşte o dönemde İngilizce konuşulan ve yabancı müzik yayınlayan, Kıbrıs radyosu olduğunu düşündüğüm bir istasyonu istek için aradım ve İngilizce konuştum. Sohbet biraz ilerleyince radyonun Antalya'dan yayın yaptığını, sadece yayında İngilizce-Almanca konuşulduğunu gülerek öğrendim. Çünkü, konuştuğum sunucuyla birbirimizi yabancı zannederek İngilizce konuşmuştuk. 

Aramızdaki gülüşmenin ardından sohbete Türkçe devam ettik. Tabii bu sohbeti yayın yönetmeni de dinlemişti. Antalya'da kurulan ilk özel radyo-televizyonlardan birisi olan GRT ve Mega Power FM'den ''yabancı şarkı isteği yapmak için aradığım sırada müzik bilgim ve diksiyonum dikkat çekince iş teklifi almıştım''. Hemen gittim ve 5 dk. görüşmenin ardından çalışmaya başladım ve hemen canlı yayın sundum. 


Hiç unutmuyorum, bomboş stüdyoda tek başıma o anda yayına çıkartmışlardı. 2 Radyo ve 1 Televizyon sahibi olan kurumun her köşesinde emek verince tüm teknik ve pratik temelimi orada almıştım. Almanya RTL ile ortak yayın anlaşmamız vardı. O dönemlerde kimsede 24 saat yayın yoktu ama bizde vardı. Herkes gece 12'de yayını ''karlama'' olarak bilinen kapatma pozisyonuna getirirken, biz RTL ile ortak yayına geçiyorduk. Teknik ve temel olarak her şeyi orada öğrendim. Fakat eksik bir şeyler vardı. Hepimiz kendi kendimize işi öğreniyorduk. 


Yayın etiğini, programcılık bilgisini nasıl öğrenecektim? Mutlaka TRT'ye ihtiyacım vardı. Kendileri belki hatırlarlar, aklıma takılan her şeyi TRT Antalya'yı arayarak öğreniyordum. TRT Antalya çalışanları, artık sesimi tanıyorlar, hatta programlarımı takip ediyorlar ve bıkmadan sorularımı yanıtlayarak bana bir şeyler öğretiyorlardı. Fakat bu da bana yeterli gelmiyordu. TRT Antalya'yı ziyaret ederek herkesle tanışmıştım. 

İşte o dönemde yeni bir kanal kuruldu ve yayın yönetmeni TRT Ankara'dan emekli prodüktör Gönül Sürelman oldu. Benimle birlikte ekibimizin büyük bölümü hemen yeni kanala transfer olduk. Böylece TRT Kültürünü Gönül Sürelman'dan uzun soluklu bir eğitimle almış oldum. ''Yayın etiği, program yapım bilgisi, haber yapım, redakte, diksiyon,'' vb. her şeyi Gönül hocamdan öğrendim. 


Meslek hayatımın başından beri sadece yerli değil, RTL, RTL XL, NBC Super Channel, Pro 7, ITV, MTV, Nickolodeon, Fashion TV gibi dünyanın çeşitli ülkelerinde uluslararası bir çok yabancı kanalla işler yapma imkanlarım oldu. Hatta arkadaşlarım eski anılarımızı anlattığında bazı yabancı kanallarla yaptığım işleri unuttuğum da oluyor. "Biz bu kanala ne zaman iş yapmışız. Şimdi hatırladım" diye şaşırdığım oluyor. Bugün de her geçen günkü gibi yeni şeyler öğrenmeye devam ediyorum. 



Meslek hayatımda TRT kültürünün her an faydasını gördüm. Öğrendiğim en önemli unsurlardan birisi, ''Tarafsızlık ve eşit yaklaşım'' ilkesiydi. Yani, ''Siyasi görüşünüzü, tuttuğunuz takımı, dini tercihlerinizi ekrana yansıtmamak ve bir hakem gibi davranmak'' gerektiğini öğrendim. Her zamanda yayınlarımda bunu uyguladım. ''Uğur Dündar'ın ekranda politik duruş sergilemeye başladığı andan itibaren düşüşe geçmesi'' günümüzün bu konudaki en önemli örneğidir. Diğer bir örnekse Reha Muhtar'dır. Reha Muhtar da 28 Şubat döneminin ShowTV Haber Bültenleri ile birlikte ekranlara veda etti. 

Yine veda eden bir değerli isim daha var ki pek çoğunuz onun Türkiye'nin dünyaya satılabilen ilk yerli formatı Gol Show programının sahibi Mehmet Ali Erbil olduğunu bilmiyorsunuzdur. M.Ali Erbil bir ilki başarmıştır. Son yıllarda yaptığı programları pek uygun bulmasam da çok önemli bir televizyoncudur. ''Keşke bu sulu programlar yerine televizyonculuğu konuşturacak bir program yapsan'' diye bizzat kendisine de söylemiştim. 

Yukarıdaki 3 basit örnekte olduğu gibi temel TRT Kültürü'nden uzaklaşınca, ekranlar da sizden uzaklaşıyor. ''Günümüz TRT'sinin kültürü aynı mı?'' diye soracak olursanız, ''Tabii değil''. Bazı zaafiyetleri TRT'nin yükselmesine engel oluyor. Kalbimde her zaman bir yeri olan TRT'nin bence, ''Popüler kanallar arasında yer alamamasının en büyük sebebi, kendisini iyi tanıtamamasıdır. Yayın akışını izleyiciye ezberletebildikleri zaman, popüler kanalların üstüne geçebilecektir. Özel televizyonlara denk yayın yapan TRT1, tanıtım zaafiyetinden ve yoğun politik imajdan kurtulduğu zaman en üste çıkabilir.'' Çünkü, vatandaşın ''Devlet Televizyonu'' algısı hükumet ve muhalefet televizyonculuğundan ibaret. Dünyanın en iyi programı da hazırlansa, izleyici, yapılan her yayından siyasi bir anlam çıkarıyor. En güzel çözüm TRT1'i haberlerden olabildiğinde uzak tutmak. Zaten TRT'nin çeşitli haber kanalları var. 

TRT 1 daha sade bir kanal haline gelince, istenen seviyeye gelebilir diye düşünüyorum. Son olarak, ''Bu kadar TRT kültüründen bahsediyorsun, buradaki yazıların neden karmaşık'' diyecek olursanız, ''Dünyada blog düzeniyle yazılan yazıların konuşma diliyle yazıldığını ve haber dili yerine serbest yazı biçiminin kullanıldığını hatırlatabilirim. Yazıları bir çırpıda hazırladığım ve düzenlemeyi sonraya bıraktığım için, ilk paylaştığım günlerde okuyucuya biraz karmaşık gelebileceğinin de farkındayım. Okuyucu kitlemizin bizi bunun için samimi bulduğunu ve sadakatle 30 yıldır takip ettiğini belirtmeliyim. Aksi halde son derece düzgün bir yazı biçimi de uygulayabilirim.'' 


TRT Tarihçesi: Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) 01 Mayıs 1964’de kuruldu. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nun kuruluşundan daha önce, ilk kez Türk Telsiz Telefon A.Ş.’ye bağlı olarak gerçekleştirilen radyo yayınları 1964’de TRT çatısı altında toplandı. 31 Ocak 1968’de Türkiye’nin ilk deneme televizyon yayını Ankara’da Mithatpaşa Stüdyosu’nda Mahmut Tali Öngören’in açılış konuşmasıyla başladı. Haftada 3 gün, üçer saat olarak başlayan deneme yayınları 1 yıl sonra haftada 4 güne çıktı. 


1970’de İzmir Televizyonu, ardından 1971’de İstanbul Televizyonu faaliyete geçti. 1969’da astronotların Ay’a ayak basmaları ve Zeki Müren’in Ankara’da verdiği konser televizyon ekranından yansıdı. 1973’de ise, Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün cenaze töreni naklen yayınlandı. 20 Temmuz 1974’de başlayan Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan tüm Türkiye ve Avrupa TRT yayınlarıyla haberdar oldu. 


Eurovision Şarkı ve Beste Yarışması’na Türkiye, ilk kez 1975’te TRT’nin organizasyonuyla girdi. 1978’de ilk kez su altı kameraları kullanılarak “Derinlerdeki Geçmiş” adlı belgesel renkli film çekildi. 1979 yılında, 5 ülkeden 133 çocuk 31 liderin katıldığı ilk 23 Nisan Çocuk Şenliği düzenlendi. 1974 yılında Televizyon yayınları haftanın her günü gerçekleştirilirken, yayınlar ülke nüfusunun %55’i (19 milyon) ve ülke yüzölçümünün %28 i (210.861 km2) tarafından izlenilir oldu. Televizyonunun Türkiye’ye gelişinin 10. yılında PTT merkezlerine kayıtlı Televizyon alıcı sayısı 2 milyon 250 bine ulaştı. Yurt içinden verilen ve yurtdışında alınan eşgüdüm, yayın, kayıt ve kurgu işlemlerini yapabilecek kapasitede olan Eurovision bağlantı merkezi 1982 yılında hizmete girdi. 


Giderek artan yayın saatleri ile birlikte ekran, 31 Aralık 1981 yılbaşı gecesinden itibaren renklenmeye başladı ve 1984 yılında tamamen renkli yayına geçildi. 2014'te, TRT1, TRT Haber, TRT Spor, TRT 4K, TRT Çocuk, TRT Diyanet, TRT 6, TRT Müzik, TRT Belgesel, TRT HD, TRT Türk, TRT Avaz, TRT Okul, TRT Arapça kanalları yayında. 2016 yılında ise TRT World İngilizce yayını başla. 2018'de tüm TRT kanalları HD yayına geçti. Misyonunu tamamlayan TRT HD kapandı. TRT TÜRK ve TRT AVAZ yenilendi. 

2 yorum:

  1. Masmavi İstanbul ve Ankara arasında köprü bir Boğaziçi Haberci ismi ile kurulmalı haftada bir Sosyal Medya bir hafta istanbul bir hafta Ankara merkezli olmak üzere Efsane isim Zafer Kiraz Moderatölüğünde ısrarlı talebimizi değerlendirmenizi sabırsızlıkla saygılarımızla bekleriz. Hatice Karabacak

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayın FTV izleyicisi: Medyada yeni kanallar ve yeni yatırımlar görmeyi hepimiz isteriz.

      Sil

Düzgün dille ve itham hakaret içermeyen yorumlarınız, editör onayından sonra yayınlanmaktadır. www.fortunaTV.com

🌡️ HAVA DURUMU

Daha fazla hava durumu tahmini: oneweather.org



🏧 REKLAMLAR