AH ŞU MEDYA DEDİKLERİ | EKREM ERGÜDER
Pek çok gazetecinin de işine geldi bu yanlış anlaşılma. Çünkü bir gazetecinin, içinde yetişmediği için bilemeyeceği televizyonculuk ve radyoculuk gibi meslekleri de hemen (veya zaten) yapabileceği algısı oluştu. Gazeteciler, beleşe televizyoncu ve radyocu da oluverdiler bu "medyacı" algısı sayesinde.
Şimdi de patronların ve geniş bir kitlenin bu yanlış algısı yüzünden bir çok televizyon kanalını rezil etmiş durumdalar. Ne içerik tutarlılığı, ne de görsellik kalmadı. Kural tanımamanın sansür karşıtlığı gibi yüce bir din zannedildiği zihniyetle, saçma sapan işlere imza atıyorlar. Kısa sürede foyaları meydana çıkınca da, tepeden inme patron torpiliyle geldikleri kanalların arka kapısından kanal yönetimlerine veya yapım ekibine çamur atarak kaçıyorlar.
Gazeteci hemen yapıvereceğini "zannettiği" bir iş olarak görüyor televizyonculuğu. Yeni diye sundukları projeleri sadece onlar yeni zannediyorlar, aslında çoğu dünyada hatta ülkemizde, çok zaman önce yapılmış, eskimiş ve rafa kaldırılmış durumda. Karşısına iki kişiyi alarak yüksek sesle sohbet etmeyi, proje üretmek zanneden gazeteci doldu ortalık. Başka ne yapabilirler ki? Gazetede (yazılı basında) yapılan bir röportajın elbetteki bir ağırlığı var. Ama televizyonda? Sabah programı sunan Seda Sayan da konuklarıyla soru cevap şeklinde bir söyleşi yapıyor sonuçta.
Gazeteci; bir televizyon programının ana unsurları olan dekor, teknik gereklilikler, ışık, reji, içerik ve konsept, akış, kurgu, grafik, sunum tekniklerinden hatta televizyon metni yazımından bile hiç anlamayan ve çoğunlukla doğru Türkçe bile konuşamayan kişidir benim gözümde. Yeni bir televizyon projesinin başarı kazanması için yukarıda saydığım pek çok unsurun bir araya gelmesi gerekiyor, sadece bağırarak konuşan üç kişi yetmiyor.
Gazetecilerin televizyon konusundaki heveslerini giderebilecekleri en doğru yöntem, bir televizyoncu tarafından hazırlanmış projede konuk veya danışman olarak yer almalarıdır. Fakat televizyon programcılarını içerik ve konsept konusunda yetersiz, bilgisiz gösterip, sadece personel olarak lanse etmek şeklinde tezahür eden iki yüzlülükleri yüzünden bu şanslarını da kaybediyorlar. Ne haber programlarında ne de çeşitli tartışma konseptlerinde seyirciye bilgi veremeyip, sadece subjektif fikirler empoze etmeye kalkanların bu hakları elbette ki hiç yok.
Ekrem Ergüder'in tüm yazıları için: www.gazetemen.com
NOT: Yazısındaki her bir kelimenin altına imzamızı atabilecek kadar aynı fikri paylaştığımız değerli abimiz Ekrem Ergüder'e teşekkür ederiz. Fakat ''MEDYA'' ismi o kadar çok kullanılmaya başlandı ve kabul gördü ki, artık bu sektörde iş yapıyorsanız mecburen markanızın yanına ''Medya'' eklemek zorunda kalıyorsunuz. Biz de markamızı fortuna Medya yaptık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Düzgün dille ve itham hakaret içermeyen yorumlarınız, editör onayından sonra yayınlanmaktadır. www.fortunaTV.com