📺 MEDYA HABER

[tv][bsummary]

🎬 FİLMOGRAFİ

[Filmografi][bsummary]

⭐ MAGAZİN

[magazin][bsummary]

💎 MODERNİZE

[modernize][bsummary]

🎵 MÜZİKALİTE

[müzikalite][bsummary]

🏆 SPOR

[Spor][bsummary]

⏳ AKTÜEL

[Bilgisel][bsummary]

🎤 RÖPORTAJ

[röportaj][twocolumns]

⚙️ TEKNOLOJİ

[teknoloji][bsummary]

⚠️ ALARM

[Alarm][bigposts]

TELEVİZYONDA POLİSİYE YAPIMLAR GECE OLMALI

Televizyon dünyasında en çok ilgi çeken formatlardan biri gerçek yaşamdan dramatik olayları ele alan (Reality Show) polisiye programlar. Benim de spordan sonra en çok izlediğim program kategorisi bunlar. ''İleride mutlaka, Olay Yeri İnceleme adı altında bu tür bir program yapmak amacındayım.'' demiştim. Fakat televizyon sektörü yazılarımı takip ettiği için hemen birileri ismi kapmış. Projelerimin isimlerini de buraya yazmamam gerektiğini bir kez daha anladım. Televizyonda etik diye bir şey kalmadı artık! 


Neyse konumuza dönelim. Polisiye programların yarısı gerçekten adli olayları ele alırken, gelin damat formatları yasaklanınca ''Polisiye format'' diyerek aşk üçgenlerini ele alan iğrenç içerikler de piyasaya çıktı. Boşanma aldatma odaklı formatlar son derece sakıncalı yayınlara sahne oluyor. Her türlü sapkınlık mevcut. Çoluk çocuk ekran başında öğlen vakti görüyor rezillikleri. RTÜK, aşk ilişkilerini konu alan programları yasaklayıp, gerçek polisiye formatların tümünü de gece 23.00 sonrasına aldırmalı. Emniyet'in mesai saati olmadığı için televizyoncular açısından olayların incelenmesi biraz daha zor olacaktır ama ekrandaki dejenerasyonun da önüne ancak böyle geçilir. Oradaki sapkınlıklar seni beni etkilemez ama meyilli mahlukatları tetikler ve ayrıca çocuklar için de son derece sakıncalıdır. 



Türkiye'de özel televizyonların kurulduğu tarihten beri geçmişten günümüze yayınlanan polisiye programlar hangileri bir hatırlayalım. ''Sıcağı Sıcağına, Gerçek Kesit, Söz Fato'da, Teksoy Görevde, Şok, Kanıt, Ateş Hattı, Parmak İzi, Müge Anlı ile Tatlı Sert, 3. Sayfa, İster İnan İster İnanma, Arena, Sınır Ötesi, İnanılmaz ama Gerçek, Ayşe Özgün Hergün, Devriye Devriye, Yetiş Bacım, Serap Paköz ile Gerçeğin Peşinde, Yaşamdan Hikayeler, İnci Ertuğrul ile Kaybolan Çiçekler, Zahide Yetiş ile Yeniden Başlasak, Büyük Takip, Yalçın Abi, Perihan Savaş ile Yeni Ben, Unutulmaz Cinayetler, Beauty Queen Murder, Crimes of Passion, First 48, My Crazy Ex, Lerzan'la Yalnız Değilsin, Olay Yeri, Hayatın Penceresinden, Artık Susma, Esra Erol'da, Ece Üner'le Susma., İlkay Buharalı’yla Gerçekler.'' Bütün bu programlar aynı kategoride yer alıyor ve hiç biri yerli format değil. Yani kimse; ''Bu benim formatım'' diyemez. 


''Kadriye ne oldu? Hande neye kurban gitti? Fulya kapıyı neden açtı? Nadea bulundu mu? Ceylin o eve niye gitti? Nezen nerede? Güladiye mi? Nazmiye'nin kayın pederi mi? Narin bebek ve ailesi'' gibi beynimizde onlarca soruyla programların yarınki bölümünü heyecanla bekliyoruz. Olaylarla ilgili tahminlerde bulunuyor ve hatta kimsenin aklına gelmeyen bir püf nokta bulunca yapımcılarla paylaşıyoruz. Olayların çözümü tüm izleyicilerin de katkısıyla bulunuyor. Herkes heyecanla polisiye programları izliyor. 


MÜGE ANLI VE ESRA EROL BAŞI ÇEKİYOR 

Eskiden magazinci olduğu için bu işi yapıp yapamayacağı sorgulanan Müge Anlı, Tatlı Sert ile yakın zamana kadar bu tür programlar içerisinde en iyisi ve işin hakkını vermeye devam ediyor. ATV'de uzun soluklu programın oturmuş kadrosu ile çözüme ulaşması daha hızlı oluyor. Müge Anlı, polisiye programların duayeni oldu. Esra Erol da artık yerini sağlamlaştırdı ama aşk hikayelerinden bir türlü vazgeçemedi. Aldatma hikayeleri polisiye formatın dışına atıyor programı. Onun dışında özellikle sunum olarak çok başarılı. Konuklara gerektiği zaman ''sus'' demeyi biliyor. Dizginleri bırakmıyor. 


ZAHİDE YETİŞ'TEN SKANDAL YAYIN 

Star TV Zahide Yetiş'in ''Yeniden Başlasak'' programındaki kadın konuk; "Evli bir erkekle otel odasında nasıl beraber olduklarını, odaya başkasını aldığını, sonra memnun kalmayıp diğer evli adamla duş aldığını" UTANMADAN ve sunucu müdahalesi olmadan gündüz vakti saatlerce canlı yayınladılar. Yetmiyormuş gibi diğer günler de aynı konuya devam ettiler. RTÜK acilen bu tür rezil konuları ve özellikle de İLİŞKİLER temalı olayları ele alan yapımları uyarmalı. Meslektaşlarımız da bu tür rezillikleri ekrana taşımaktan vazgeçsin artık. Star TV eski kalitisini mumla aratıyor bir kaç yıldır. 

SERAP PAKÖZ ÇOK KALİTELİYDİ 

Serap Paköz Gerçeğin Peşinde'ye başlayınca açık ara hepsini geride bıraktı ama Müge Anlı'nın içerikleri daha ilgi çekici. Tüm polisiye programlar içerisinde benim en kaliteli bulduğum ''Serap Paköz ile Gerçeğin Peşinde' olmuştu. Zamanla istikrarını kaybetti. Serap (Ezgü) olarak tanınan ama artık Serap Paköz olarak anılan tecrübeli sunucuyu diğerlerinden ayıran en büyük özellik gerçek bir haberci olmasıydı. Haberin mutfağından gelen ve yıllarca haber sunan Serap Paköz, tecrübesiyle olaylara nokta koyabilecek ayrıntıları çok iyi yakalıyordu. 3B grafiklerle ''Olay yeri inceleme'' yapıyor ve hatta mağdurların getirdiği ''gerçek delil materyallerini'' masanın üstüne koyarak konuyu işliyordu. ''Konular seçilirken daha enteresan olanlar tercih edilirse yarışa sonuna kadar ortak olur. İstikrarlı biçimde program devam ederse yeri sağlamlaşır'' demiştim ama çizgiyi koruyamadı. 

DİĞER KANALLAR GEÇ UYANDI 

Diğer kanallar geç uyandı ama artık hepsi polisiye programlara başladı. Önce İnci Ertuğrul ile Kaybolan Çiçekler işe ortak oldu. Ece Üner ise Kanal D için ''Susma'' programına başladı. Mesela, Esra Ezmeci öncelikle internette sansasyonel ve bence hiç gereği olmayan hikayeler paylaşmaya başladı. Yamyamlar başına üşüşünce kanal yöneticileri zannetti ki süper reyting alır, hooop bir bakmışız FOX TV'de yayına başlamış. Sonrasında kısa sürede duvara tosladı ve yayından kalktı programı. Keşke hep uzman konuk olarak kalsaydı da sunuculuğa adım atmasaydı. ''Haberciler polisiye programları iyi yapıyor'' dedik ya hemen Show TV'de ''Didem Aslan Yılmaz'la Vazgeçme'' programı başladı. Bu programı çok fena eleştireceğim için ayrı bir parantez açacağım. 


DİDEM ARSLAN YILMAZ TEPKİSİ (İLK YAZIMIZDA BİZ UYARMIŞTIK) 

Show TV'de ''Didem Arslan Yılmaz'la Vazgeçme'' programı her gün ekrana geliyor. Haberci bir sunucusu olduğu için hepimizin beklentisi olaylara müdahale biçimi ve konukların konuştuklarının doğru biçimde koordine edilmesi yönünde. Fakat bunların tam tersi oluyor programda. Ne konuşulanları takip ediyor, ne de konuşulanları anlıyor! Hiç kimsenin kendisini düzgünce ifade etmesine fırsat vermiyor. Adam 'A' derken, Didem Arslan Yılmaz bir anda ''Z ne oldu'' diye araya giriyor. Yani ekran başındakiler bile ''Şimdi ne demek istedi'' diye kalıyor ortada. Karmakarışık ve düzensiz bir işleyiş var programda. 

İnanın Show TV rejisine mesaj atmamak için defalarca zor tuttum kendimi. Programa konuk aldığı kişilerin aklının başında olmadığını ve sosyal ağlarda mağdur edebiyatı yaparak (hediye adı altında) para kopartmak peşinde olduklarını dünya alem fark etti, bir sürü şikayet eden kişi telefona bağlanıyor, komşular vs herkes dertli, hatta stüdyoya gelenler de var ama Didem Hanım anlamıyor ve kimsenin net konuşmasına fırsat vermeyerek günlerdir bir koruma havasına bürünüyor. Çünkü reyting lazım. ''Hah şimdi konuyu yakaladık, aman ha erken bitmesin'' der gibisiniz. Bir de "fenomen" demiyor musun pes artık. 

Yahu para veya hediye gönderenlere kamera açtığını söyleyen konuklara diyor ki ''Her gün mü canlı yayın yapıyorsun. Canlı yayın sorumluluğu zordur her gün yapamazsın, yorar'' diyor. Akıllara zarar çok vahim bir söz bu. Kamera açmakla, televizyon yayıncılığındaki canlı yayın yapmayı eş değer görüyor yılların spikeri! Konuyla ilgili girilen VTR'lerden anlıyoruz ki kamera açtıklarında tüm ortamı kızı yönetiyor. Çünkü karşıdan beklenmedik bir şey gelince hemen kızının sesi duyuluyor videolarda. Yani takipçilerine cevabı kızı veriyor, tıpkı stüdyoda laf kalabalığı gerektiğinde kızının hemen konuya girdiği gibi! Siz bunları duyup görüp anlayamıyor musunuz? O programın sunucusu ve hakimi sensin. ''Bir sus'' dersin ve iddiaları net olarak tane tane herkesin dile getirmesine fırsat tanırsın. Reyting uğruna taraf olmak bu programın sonunu getirir benden söylemesi. 

Stüdyoda nasıl bir kaos ortamı yaşıyorsunuz ki bu kadar içerikten kopuk saçmalıklar oluyor. Üstelik stüdyoda avukat ve psikolog da var. Onlar da eminim ki beni anlıyor ve aynı fikirdeyizdir ama ne yapsınlar müdahale edip konuyu mu bitirsinler? Sunucu çekip çevirmiyorsa kimsenin elinden bir şey gelmez ama yönetmen de mi aksiyon yapamıyor? Gerçi yapamıyordur, hangi (kj) manşetinin atılacağını bile yayında Didem Arslan Yılmaz rencide ederek söyleyip duruyor. Basit hatırlatma tabii ki yapılabilir ama yönetmenin işine karışma boyutuna varınca programlardaki kaos da bu yüzden oluyor zaten. 

Yeni moda oldu spikerlerin yönetmenlerin işine karışması! Halbuki 1. adam yönetmen, 2. adam sunucudur her zaman bu sektörde. Neyin nasıl yapılması gerektiğine yönetmen karar verir ama son moda tam tersi olmaya başladı. İnanın ben yönetmen koltuğundayken bir sunucu aynı tavrı canlı yayında bana yapacak, anında çaaat diye jenerik girer kapatırım o programı. (Yapmışlığım da vardır, ekibim bilir.) Neyse artık bu kadarı yeterli. Aslında detaylandırarak çok büyük eleştiriler yapmam gerekiyor ama yine de kendimi geri çekiyorum ve bu kadarıyla yetiniyorum. 

DİDEM ASLAN YILMAZ YÜKSELİŞE GEÇTİ 

İlk eleştirilerimiz sonrası içerikte bir düzelme olduğunu gözlemlemiştik ama Yönetmen başta olmak üzere ekip halinde görevi bırakmıştılar. Biz boşuna uyarmıyoruz tabii ki. ''Didem Arslan Yılmaz'la Vazgeçme'' diyorsanız siz de yayıncılık prensiplerinden vazgeçmeyin ve konunun sonu geldiğinde uzatmaları oynamadan bitirmekten çekinmeyin. Bir konu biter, yenisi başlar. ''Vazgeçmeyin.'' Didem Arslan'ın programı üzerinden eleştirdik ama diğer kanallarda da benzer hatalar oluyor. Tüm yayıncılara örnek olsun diye eleştiriyoruz. 2024'ün yeni sezonunda Didem Aslan Yılmaz artık formata alıştı ve izlenebilir hale geldi. Hatta yükselişe geçti diyebiliriz. 


POLİSİYE DRAMA DİZİ FORMATLARI 

Bir de; Kanıt, Gerçek Kesit, Unutulmaz Cinayetler, Beauty Queen Murder, Crimes of Passion, First 48, My Crazy Ex gibi, olayları canlandırmalı drama dizi olarak aktaran programlar var. Bunlar daha çok yabancı kaynaklı formatlar. Her ne kadar oyunculuk açısından ufak tefek basitlikler olsa da benim favorim Kanıt. Konuyu işleme biçimi ve akıcılık açısından da oldukça başarılı. Bir dönem reyting planlarıyla primetime yayınlanmaya başlandı ve üç günde bitti. Zaten öyle olacağı da belliydi. Çünkü bu tür formatların uzun soluklu ekranda kalmasına destek olunmazsa basit dizilerimiz arasında kaybolur gider. Ne zaman ki tüm kanallar aynı saate benzer içerikli bir yapım getirir, işte o zaman olur. Tüm televizyonlardan bu tür programları bekliyoruz. 

HABER: fortuna Zafer 

fortunaTV'deki TÜM YAZILARI İÇİN BURAYA TIKLA. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düzgün dille ve itham hakaret içermeyen yorumlarınız, editör onayından sonra yayınlanmaktadır. www.fortunaTV.com

🌡️ HAVA DURUMU

Daha fazla hava durumu tahmini: oneweather.org



🏧 REKLAMLAR