TÜRKİYE'DE TEMA PARKLARI | DEST-İ NATION

Bizim dinozorlar biraz zor anlar ama Dünyanın her yerindeki tema parkları yerli ve yabancı turistlerin en önemli ziyaret noktalarıdır. Dinozor parkları başta olmak üzere, lunaparklarda gördüklerimizden çok daha fazla eğlence olanağı sunan bu alanlar, bulunduğu şehre ve bölgeye çekim noktası oluyorlar. Turistik şehirlerde, gezmeye zaman yetmeyecek kadar çok alternatif var. Fakat turizm bölgesi değilse o şehirde bulunduğunuz sürece AVM'den başka yapılacak bir şey bulamazsınız. 

Bu noktada belediyelere çok önemli görevler düşüyor. Bulundukları bölgeye tema parkları yaparak vatandaşı ve yerli yabancı turistleri çekecek çok güzel bir hizmet sunmak gerekiyor. Yabancı ülkelerde neredeyse tema parkı ve dinozor parkı olmayan yok. Disneyland, Jurassic Park vb. yabancı ülkeler için parmakla gösterilirken, Antalya'da bir kaç tane Dino Park ve Tema Parkı, İzmir'de Evrensel Çocuk Müzesi, Konya'da bir kaç tane Dino Park ve tema parkı, İstanbul'da çok sayıda örnekleri çoğaltabiliriz. Yani, bunu Türkiye'de de her yerde yapan girişimciler ve belediyeler var ve tartışmasız hepsi alkışlanıyor. Biri hariç! 

Disneyland, Jurassic Park vb. özenilen sayısız cazibe merkezi var. ''Ayol geçen hafta Amerika'da Disneyland'a gittik'' diye hava atarken kaç para harcanmış merak edilmiyor, benzer bir tema Ankara'da yapılmaya kalkınca ''Çok para gitmiş. Yıksınlar orayı'' diyerek çürümeye terk edilip siyasete kurban gidiyor. Bizim dinozorlar anlamayacak biliyorum ama tamamen siyaset dışı eleştiriyorum. ''Güzele güzel, kötüye kötü'' demeyi bilmeli insan. Tabii ki bu bir vizyon meselesi. İşin sonunda nerelere geleceğini kestiremeyenler sadece kaç para harcandığına odaklanır. Uzun vadede ne kazandıracağına hiç bakmazlar. Bir yerde hukuksuz bir iş varsa onunla devlet ilgilenir. Biz vatandaş olarak aldığımız hizmete bakarız. İşin diğer kısmı bizi hiç alakadar etmez. Menopoza / Andropoza girmiş gibi her şeye bir eleştiri, her işe burnunu sokmaktan bir vazgeçmek lazım. 

Şimdi bir empati yaparak Ankara'da Anka Park doğru mu yanlış mı bir değerlendirelim. Mesela hiç bilmediğiniz bir şehre gezmeye gideceksiniz, ilk sorunuz ne olur? ''Oranın nesi meşhur? Orada nereleri gezebiliriz? Eğlence merkezi nerede?'' vb. birbirine benzer sorular sorulur. Tema parkları bu konuda en büyük kurtarıcı rolü oynuyor. Ben Antalyalı ve eşim Ankaralı olduğu için İstanbul Ankara Antalya arası gidip geliyoruz. Bir tanıdığımız ya da yerli yabancı müşterimizle sohbet ederken ''Antalya'da nereye gidilir?'' diye sorulmasına pek gerek kalmıyor çünkü Dünya alem biliyor turizm şehrini. Fakat iş Ankara'ya gelince, dışarıdan birine Ankara'da gezilecek bir yeri tavsiye etmek gerçekten zor. Şehirde yaşayanlar için çok alternatif varmış gibi görünüyor olabilir ama Ankara'da turistik ya da çekim merkezi diye adlandırabileceğimiz bir yer yok. Gölleri önermekten başka alternatif zor maalesef. İstanbul'dan Ankara'ya giriş yaparken her seferinde; ''Şu Ankara'ya Disneyland gibi bir yer bari yapsalar da biraz turistik bir şehir olsa'' deyip duruyordum. Henüz Anka Park fikri ortada yoktu ben bunları düşünürken. Sonradan duyurulunca çok takdir ettim ve ''Bunu düşünen bir ben değilmişim. Çok faydası olacak. Akıllıca bir proje'' diye dile getirmiştim. 

Proje süresince siyasi kanattan öyle bir eleştiri yağmuru başladı ki, ''Başka eleştirecek bir şey bulamadılar mı. Belki de burası böyle güzel projeyi hak etmiyordur'' diye düşündüm. Gelinen noktada Anka Park yıllar süren mahkemeler sebebiyle çürümeye terk edildi. Şunu da söyleyeyim o dinozorlar durduğu yerde çürümez. Antalya gibi 40 derece üstü şehirde bile bakımı yapılıp çürümüyorsa, hiç bir yerde çürümez. Fakat öylece bırakırsan başına her şey gelir. Yapılanı yok etmek yerine, mevcut halinden daha iyi bir duruma getirerek Ankara'ya kazandırmak her şeyden daha önemlidir. Merak edenler için Google'a ''Dinosaur Park'' diye yazarak görsellere bakarsanız Dünyanın her yerinden yüzlerce örnek tema parkını görebilirsiniz. Acaba adamlar kaç paraya yapmış!