Geçmişte bütçesi hatırı sayılır olan ''Pop'' kliplerinde, her 8-10 saniyede bir görüntü değiştirebilmek adına (devamlılık önemsenmeden) sağda solda binaların çatılarına serpiştirilmiş dansçılar ve günümüzde bile halen 1995'in televizyonlardaki yıldızlı - kalpli - renkli basit geçiş efektleri ve ekranı da 2-3'e bölmelerle hiçbir anlam ifade etmeden çekilen büyük prodüksiyonlu video klipler, müziğimizin komple 20 yıl geriden dünyayı takip etmesine sebep oldu. Onlar gibi standart klip çekmeyen yönetmenler kötü, fabrikasyon çalışanlar iyi olarak kabul edildi.
Kötü kliplerin zararı müzik sektörüne oldu. Türkçe Pop müziğin kendini harcayıp bitmesiyle birlikte rock ve rap yapanlar fazlasıyla ön plana çıktı. Çünkü, bu tür grupların video klipleri, göbek kaşıyan yapımcılardan bağımsız olarak daha anlamlı ve tutarlı bir yol çizme imkanı buldu. Günümüzde ise Rap müzik yapanlar öne çıkmaya başladı.
Düşük bütçeli kliplere bir lafım yok. Yeri geliyor biz de basit klipler yapmak durumunda kalıyoruz ama piyasada öyle klipler var ki büyük paralar harcanmış, büyük imkanlar sunulmuş ama klip boş. Bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Kendinizce bir deneme yapın! Bir video klip yayınlanırken sesini kapatın ve ''sadece görüntüleri'' sonuna kadar izleyin. Görüntüler size bir şey anlatıyor mu? Sessizken görüntüler bir şey anlatmıyorsa o bir video klip değildir. Müzik kliplerinin bir hikayesi olması gerekiyor. Klibin güzel ya da çirkin olması çok önemli değil. Şarkı güzelse ve klibin hikayesi varsa başarılı olur. Fakat güzel bir şarkıya ultra çözünürlükte ama hikayesi olmayan bir klip çekilirse duvara toslar. Ben bu tür kliplere ''Poz klibi'' diyorum. Her video, ''klip'' değildir.
Merak ediyorum, Nuri Bilge Ceylan'ın da tarz olarak örnek aldığı, Dünyanın gelmiş geçmiş en özel yönetmenlerinden birisi Andrej Tarkovski Türkiye'de bir video klip çekseydi, acaba müzik kanalları 8-10 saniyede bir görüntü değişmediği için bu video klibi geri iade ederler miydi? Kesinlikle ret ederlerdi. Çünkü ille de tek tip ''standart'' video klip yayınlıyorlar. 10 saniye kuralı var. ''İzleyici sıkılabilir'' saçmalığı hakim. Bütün bunlar müzik piyasasını negatif etkileyen en önemli faktörler oldu. Sonrasında, telif haklarından para kazanacağız düşüncesiyle sanatçıların da hiç itiraz etmediği meslek birlikleri kaosu yaşanmaya başladı.
MESLEK BİRLİKLERİ MÜZİĞİ BİTİRDİ
Klipler, şarkıcıların en önemli vitriniyken ''Telif hakları kanunu'' çıkıyor söylemleri dolaşmaya başladığı anda, müziğin altına dinamit koyulduğunu da hep vurgulamıştım. Bu konuda, ''Türkiye'de Müzik piyasası bitti abicim'' diye gezenler, ilk olarak üye oldukları meslek birliklerini sorgulamalıydı. ''Sanatçıların haklarını koruyoruz'' diye harekete geçen meslek birlikleri 90lı yıllarda radyo ve televizyonları tek tek gezerek ve hatta avukatlarla baskın yapar gibi yayıncı kuruluşlara gelerek ''TÜM MÜZİK ARŞİVLERİNİ TOPLATIP İMHA ETMİŞLERDİ.'' Şaka yapmıyorum, tüm albüm CD'lerine el koyup yakarak imha etmişlerdi.
Albüm imhasına birebir kendim şahit oldum. Yerli yabancı 1000'e yakın CD arşivini tek tek özenle seçerek satın aldığım ve kuruluşunda yer aldığım, ayın zamanda müzik direktörlüğünü yaptığım bir radyoda (bkz: haberin fotosu) yayındayken görevliler geldi. Bir toplantı yaptıktan sonra tüm arşivi raftan alıp yakaran imha etmişlerdi. ''Niye imha ediyorsunuz, bende dursun albümler, radyoda yayınlamayız, yazık bu kadar albüme, bir kısmı da sanatçılardan imzalı ve bana özel hediye'' desem de nafile! İşte o gün Türk Müzik piyasasında bir milattı. Meslek birlikleri yayıncının haklarını hesaba katmadan ''sadece sanatçının alacağı parayı hesaplayınca'' müzik piyasasının sonu geldi. Halbuki her iki taraf da birbirine ihtiyaç duyan ve birlikte büyüyen bir sektördü.
İş işten geçti artık. Konserlere bile baskın yapılır oldu. ''Türkiye'de müzik piyasasını daha kötü günler bekliyor'' demiştim. Berberlerin dükkan müziğine bile göz diktiler. Neymiş, ''Avrupa'da telif böyleymiş.'' Güldürmeyin kendinize. ''Sanki müzik birliklerimiz Avrupa standartlarında çalışıyor ve şarkılar Avrupa listelerini altüst ediyor da, bir tek telif kalmıştı Avrupa'dan örnek alacağınız!'' Kendiniz yeni bir telif modeli geliştirip Dünyaya örnek olsaydınız da başkalarını örnek model olarak göstermeseydiniz. Nerede o bilgi birikim? Haftada bir toplanıp çay poğaça eşliğinde ''Telif günü'' yapıyorsunuz kendi aranızda. Başka bir icraatınız yok. Neyse, bunlar artık beni hiç ilgilendirmiyor. Kimleri ilgilendiriyorsa onlara hatırlatıyorum.
NOT: 2021'de Türkiye'deki müzik meslek birlikleri MESAM ve MSG, uluslararası standartlara uymadığı, işlemleri birlikte yapmadığı ve uygulamalarını yanlış yaptığı gerekçesiyle CISAC (Uluslararası Eser Sahipleri Konfederasyonu) oluşumlarından ihraç edildi.
90'LARDA ÖZEL RADYOLAR KAPATILDI VE YASAKLANDI
Ben de 90'lı yılların radyo televizyoncularından olarak Türkiye'de müzik sektöründe neler olup bittiğinin yakın şahitlerindenim. Radyo hafızası olarak baktığımda özel radyoların kapatılma süreçlerini hatırlıyorum. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel'e hitaben ''İstemiyorum Baba'' şarkısı tüm radyolarda çalınır olmuştu. Turgut Özal'ın eşi Semra Özal da arabasına siyah kurdele takarak radyolara destek vermişti. Tansu Çiller iktidara gelince ''Haydi Radyolara'' diyerek özel radyoların yolunu açmıştı. Fakat radyoların kapanma süreçleri çok sancılı ve müzik piyasasını altüst etmişti. Radyolar yeniden açılmıştı ama ilerleyen yıllarda bu sefer de ''Telif Hakları'' adı altında radyolara yaptırımlar getirilince baskın yaprak albümleri avukatlar nezaretinde yakmışlardı. Yani zararı yine müzik piyasası çekti.
Şimdi benzer biçimde konserlere baskın düzenlemeye başladılar. Organizasyonlara balta vurmakla birlikte, televizyonlar da dahil, sanatçıların eserlerini geniş kitlelere ulaştırabileceği çok az mecranın kalmasına sebep oldular. Müzik sektörü, Youtube, Spotify, Deezer vb. platformlara yönelirken, parası olanlar ''Sahte izleyici rakamları satın alarak'' en çok değer görenler arasında kalmayı sağlıyorken, yeni çıkış yapacak olan gençler kliplerini vitrine koyamıyor.
Yeni çıkış yapacak olan şarkıcılar, ''Al bedava yayınla'' diye bir radyo televizyona şarkısını verse, bu sefer de yüksek telif ücreti vermek istemeyen kanal sahiplerinin engeline takılıyorlar. Bilinmeyen bir şarkıcıyı yayınlamaktansa, en azından telif ücretim bilindik şarkıcıya gitsin düşüncesiyle yeni seslere yer verilmiyor. Haklılar tabii ki. Yayınladıkları her şarkıya telif ödüyor kanallar. Toplamda bir ton külfet ediyor bu ücretler. Yayıncılar da artık isyandalar ama müzikaliteyi de yerlere indirdiler artık. Çünkü şarkıcılardan para almadan parçayı yayınlamıyorlar. Radyo DJ'lerin hemen hepsi artık Sanatçı Menajerliği (PR) işi yaptığı için, ''Parayı ver. Benimle çalış. Ben radyolarda şarkını çaldırırım'' diyorlar. Çoğu da çalıştıkları radyolardan gizli olarak yapıyorlar. Eh! Müzik bitmesin de ne yapsın!
Müzik Meslek Birlikleri küresel yayıncıların emrine amade oldular. Sonuçta müzik sadece küresel platformlarda yer almaya başladı. Onlar bunu dert etmiyorlar çünkü pastayı paylaşıyorlar. Müzik piyasasının kıvranması umurlarında değil. Ana avrat küfür eden ve yasaklı madde özentisi rapçilerden de telif kazandıkları sürece hiç problem yok. Yani şunu bile diyemiyorlar, ''Küfürlü ve yasaklı madde özendiren şarkı sözleri ve şarkılara telif engeli getiriyoruz. Müzik sektörünü koruma altına alıyoruz'' diyebilecekleri bir planları bile yok. Çünkü tek dert ''Para.'' Nereden gelirse gelsin!
Mesken filmim için Sözü-Müziği-Yorumu bana ait olan downtempo rap tarzındaki şarkımı dinleyebilirsiniz.
YÖNETMENLERİN VIDEO KLİP YAYIN HAKLARI yazımızı da mutlaka okuyun.
Türkiye'nin İLK DİJİTAL TV ⁴к KANALI 1993+ ◉fortunaTVcom 32 yıldır medya haberleriyle televizyonculuğun ilham kaynağı. Medya çalışanları yeni kurulan tv kanallarını ilk kez ve en doğrusuyla bizden duyuyor. Alıntısız ve nitelikli ''TV, Kültür Sanat, Magazin ve Spor'' içerikleri. Bir tık fazlası için yanıltıcı haber başlıkları yok. Siyaset yok. Foto galeriyle kadınları obje olarak kullanmak yok. Sırları açığa vurmadan, arkadan konuşmadan samimiyetle yazarak yapıcı eleştirilerimizde haber dili değil, tv dergisi formatında serbest yazı stili kullanırız. ߵߵBen Senin Bildiğin Kanallardan Değilimߴߴ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Düzgün dille ve itham hakaret içermeyen yorumlarınız, editör onayından sonra yayınlanmaktadır. www.fortunaTV.com