🛰️ MEDYA HABER

[tv][bsummary]

🎬 SİNEMAGAZİN

[sinemagazin][bsummary]

🎵 MÜZİKALİTE

[müzikalite][bsummary]

💎 MODERNİZE

[modernize][bsummary]

🔬 AKTÜEL

[Bilgisel][bsummary]

🗃️ DOKÜMAN

[Doküman][bsummary]

🚘 LANSMAN

[lansman][bsummary]

🏆 SPOR

[Spor Habercisi][bsummary]

🎤 RÖPORTAJ

[röportaj][twocolumns]

🚨 ALARM

[Alarm][bigposts]

EV SAHİBİ KİRACI İLİŞKİSİNDE KİM HAKLI

Son zamanlarda en çok konuşulan konulardan biri, ev sahibi kiracı ilişkileri ve kira artışları. Dünya genelinde her şeyin fiyatı artıyor. Türkiye'de ise, olması gerekenin çok daha üstünde. Çünkü, inanılmaz bir ''fırsatçılık'' var. Televizyonlarımızda yıllarca, yarışma adı altındaki programlarla, ''Kolay yoldan para kazanma'' yöntemleri bilinç altına yerleştirildi. Sonucu, ''Fırsatçı esnaf - fırsatçı mülk sahibi'' olarak vatandaşa geri döndü. Başka hiç bir iş yapmayan ve tek kirayla mütevazı geçinen mülk sahiplerinin makul seviyede artış beklentilerini anlayışla karşılıyorum. Bizim burada eleştirdiğimiz kişiler fırsatçılardır.  

Evet, fiyat artışlarında diğer ülkelere göre Türkiye'deki dış etkenlerin hissedilir bir yaptırımı da var ama sebebi açıklanamayan astronomik ücretlerin temel kaynaklarından biri de, ''Ama piyasalar...'' diye cümleye başlayarak kısa yoldan parayı bulma sevdalıları! Asıl mağdurun kim olduğunu hiç kimsenin dile getirmediği bir noktadan anlatacağım. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu konuda gerekenleri söylüyor ve daha fazla adımlar atılacağını da düşünüyorduk ama seçim bittikten hemen sonra %25 artış sınırının kalkacağı haberi geldi. Vatandaşlar çok tepkili. 


FIRSATÇILIK PİYASASI ARTTI 

Fırsatçılığı sadece orta seviye veya bireysel değil, zengini de, zincir firmaları da yapıyor. 50 içimlik paketini 50 TL'ye aldığın kahvenin 1 bardağını sıradan mekanlarda 70-120 TL'ye içiyorsun. Bu hangi piyasa artışına göre açıklanabilir! Basit bir örnekti ama otomobil fiyatlarından ekmeğe kadar her şeyde aynı fırsatçılık var. 

Çevremizde hepimiz görüyoruz, 5 dairesi dükkanı olan adam da, 1 tane karpuz satan adam da aynı fırsatçı kafası. Hal böyle olunca, dürüst esnaf ve düzgün mülk sahibi bulmak çok zor artık. Ev kiracısı ayrı sorun, dükkan kiracısı ayrı bir dert. Çünkü, ev kirası artınca vatandaşın alım gücü zayıflıyor ve en temel ''barınma hakkını'' kiraya yatırarak elde edebiliyor. Yani, ''Her ay kiraya çalışıyor'' vatandaş. Dükkan kiraları artınca, bu sefer o para yine vatandaştan çıkarılıyor. Kazıklanan hep vatandaş oluyor. Yani nereye dönerse dönsün, kıçı hep arkada kalıyor vatandaşın.  


DÜNYADA KİRA GELİRİ DİYE BİR ŞEY YOK 

Aslında ev sahibi kiracı ilişkisi hiç bir zaman seviyeli değildi. Kiracı her zaman ezilir ve boyun eğmek zorunda kalırdı. Sesini çıkarıp hakkını aramaya çalışsa, ''Ev benim. Seninle ortak mıyız? Çık evimden'' cümlesini hemen her kiracı ev sahibinden duymuştur. Unutmayın ki kiracı, ücretini ödediği sürece o evin geçici sahibidir. Mülk sahibi eğer kiracısından memnun değilse kafasına göre evden atamaz. O eskidendi! 

Mesela ticari taksilerin bir taksimetresi ve artışı var. Taksici farklı fiyat isterse veya müşteriyi almayınca ne diyoruz, ''O zaman arabayı ticari kullanma, kendi hususi aracın olarak istediğini yapabilirsin'' diye itiraz ediyoruz değil mi? İşte ev sahibi konusu da aynı! Eğer evini kiraya veriyorsan, yani kira ticareti yapıyorsan bunun kanunla çerçevelenmiş sınırları olmalı. Bu şartları beğenmeyen ev sahibi, o zaman evini kiraya vermez ve kendisi oturur. Çünkü ''Bir ev alayım, kirasıyla geçineyim'' diye bir yatırım olmaz. Gider dükkan alır kiraya verirsin, ticari olduğu için itiraz edemeyiz. Konu ''Ev'' olunca insan hakları gereği ''Barınma hakkıdır.'' 

Kısa bir araştırma yaparsanız, ''Dünyada kira geliri diye bir şey olmadığını'' göreceksiniz. Ev, kiracının barınma hakkıdır. Yani mülk sahibi, ücretine karşılık kiracısına barınma hakkı vermiştir. Bu yüzden de keyfine göre fiyat belirleyemez ve artıramaz aslında. Bu ücretin bir limiti olur. 2022'ye kadar devletin bu konuda limit belirlememiş olmasından ''fırsatla'' vatandaşı kazıklayan mülk sahipleri için güllük gülistanlıktı her şey. Kira artışlarına %25 sınırı gelince ev sahipleri bir anda gariban kılığına büründü. Mağdur olmuşlar! 


MÜLK SAHİPLERİNİN EVİNİN DEĞERİ %200 ARTTI AMA BUNU HİÇ SÖYLEYEN YOK 

%25 kira artışını beğenmeyen ve kiracısının %200 artış yapmasını isteyen tüm mülk sahiplerinin ortak söylemi, ''Piyasalar yükseldi. Çevredeki evlere bak. Bu paraya oturan kalmadı. Mağduruz'' diyorlar. Eve girerken depozito veren kiracının parası evden çıkarken hiç artmadan aynı rakam olarak geri ödeniyor. Yani eve girerken 1000 TL depozito ödemişsin, 5 yıl sonra evden çıkarken geri ödenecek olan o depozito ''Piyasada her şey arttı' diyerek  artmıyor. 1000 TL alıp çıkıyorsun. Yani mesele piyasanın artmış olması değil, bir fırsatçılık yalanı. O yalanın cevabını ev sahibi ve kiracı diye 2 ayrı şekilde yıllık temsili rakamlarla vereceğim. O zaman herkes anlayacak mülk sahiplerinin mağduriyet tiyatrosunu. 

MÜLK SAHİBİ 300 Bin TL'ye evi satın aldığında, 10 yıl sonra 1 Milyon TL'lik bir konutu olacağını ve 2 Bin TL kiraya verse yılda 24 Bin TL kazanacağını planlıyordu. O evde kiracının en az 5 yıl oturacağını biliyor ve artışlarla yıllık 25-30 Bin TL gelir hesaplıyor. 5 yılda toplam maksimum 150 Bin TL kira geliri olacak. ''Kirayı bankaya yatır ama kira olduğunu belirtme, vergi çıkıyor'' diyerek o paradan da kurtulur. Kuruşu kuruşuna cebine girecek olan parayı sizden daha iyi biliyorlar emin olun. 

Plan böyleyken piyasalar fırlayınca 300 Binlik ev, 2 yılda 5 Milyon TL oldu. Bu da ne anlama geliyor? Ev sahibinizin evinin değeri çok çok üstüne çıktığı için +4.5 Milyon TL inanılmaz bir kar etti. Piyasalar yükseldi bahanesinin ardına sığınan ev sahibi kira gelirini yıllık olarak hesaplandığı için senden beklentisi zaten belli rakamdı. Bu yüzden sizin ona verdiğiniz yıllık kira bedeli ev sahibine asla zarar ettirmedi. Ev sahibi hemen satıp 5 Milyon TL parayı kazanabilir. Yani sürekli kar ediyor anlamına geliyor. Hiç kimse bunu konuşmuyor. 


KİRACI 2 Bin TL kiralık ev buluyor. Başka evler de var çevresinde ama hesap yapıyor. ''Ayda 2 Bin TL kira ödesem, 5 yıl otursam yıllık 130-140 Bin TL toplamda cebimden para çıkar. Ben bu parayı kazanır mıyım? Kazanırım, o halde bu evi tutuyorum'' diyerek kontratı imzalar. Emlakçı komisyonu, depozito, aidat vs bir sürü ekstra ödemeler yaparak, belki de çok beğenmediği ama barınmak zorunda olduğu o eve en az 5 yıl oturmayı hayal ederek yerleşir. 

Ev sahibi ise rüzgar esse arar, ''Kirayı arttır. 7.500 TL yap. Bak çevrede bu fiyata ev yok. Sen çıksan 15 Bine kiraya veririm'' demeye başlar. Halbuki onun anlamı, ''Bak çevredeki fırsatçı ev sahipleri çok kazıklıyor. Ben de fırsatı değerlendirerek seni kazıklamak isterim'' demektir. Kiracı ise orta yol bulmak için mecburen, ''%100 zam yapalım'' dese de, ev sahibinin gözünü para bürüdüğü için kabul görmez. Yukarıda anlattığım denklemi yaparak ev sahibinin milyonluk kar ettiğini izah etse de ev sahibi hep mağduru oynar. Emlakçı ise, yeni kiracı yeni artışla yüksek komisyon ''fırsatçılığıyla'' sürekli kiracıyı sözlü taciz eder ki eskisi gitsin, yenisi gelsin. 


MAHKEMEDE HAKİMLER NASIL KARAR VERİR 

Tartışma sonuç getirmeyince mahkeme başlar. Mahkemedeki hakim de bir ev sahibidir ve kiracısı vardır. Davayı ne kadar sağlıklı ve önyargısız yürütür o da başka bir konu. Hakim dosyaları inceleyecek okuyacak vakit bulamadığı için detaylara hakim değildir. Ev sahibinin avukatı mahkeme dilinden bir sürü karmaşık anlatımda bulunur. Kiracının avukat tutacak parası olmadığı için dili döndüğü kadarıyla 15 dakikada mahkemede derdini anlatmaya çalışır. Hakim dinler ve aynı anda konuşulanları yazdırır. Sonra der ki, ''Uzlaşın.'' Uzlaşma anlaşma olamayınca da bilirkişiye gider. Bilirkişi de evin bulunduğu semtteki veya binadaki diğer fırsatçı ev sahiplerinin kaç TL kira aldıklarını öğrenir ve raporunu verir. Sonuca bakan kendisi de ev sahibi olan hakim, o fiyatlara bakar ve her şey hakimin insafına kalır. Sizce nasıl bir karar çıkar! 

Ev sahibi ve özellikle de kiracılar haklarını çok iyi bilmelidirler. Kirayı yatırırken bankada mutlaka ''kira'' seçeneğiyle işlem yapın. Bina aidatlarının dekontlarını kesinlikle saklayın. Emlakçıya ödediğiniz komisyon ve depozito vb. gösteren kontratınız mutlaka elinizde olsun. Yasal olan %25 üstündeki artışı kesinlikle kabul etmeyin. İşine gelmeyince ''Ben o yasayı kabul etmiyorum'' derler ama işiniz mahkemeye gidince ev sahipleri hep yasaları öne sürerler. Bu yüzden kiracının her şeyi kağıt üstünde resmi olarak elinde bulunmalıdır. Mahkemede derdinizi anlatmak için en fazla 15 dakika vaktiniz var. Fazla detaya girmeden, hakimin anlayacağı kısa cümlelerle konunun özünü anlatın. Güle güle oturun. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düzgün dille ve itham hakaret içermeyen yorumlarınız, editör onayından sonra yayınlanmaktadır. www.fortunaTV.com

📡 TV KANALI KURULUMU



🛒 ALIŞVERİŞ